8.SINIF 4.ÜNİTE FİZİKSEL VE KİMYASAL DEĞİŞİMLER

8.Sınıf 4.Ünite Fiziksel Kimyasal Değişim Konu Özeti

8.Sınıf 4.Ünite Fiziksel Kimyasal Değişim Konu Özeti

FİZİKSEL VE KİMYASAL DEĞİŞİM

Maddede meydana gelen değişimler maddenin yapı taşları olan taneciklerinde değişiklik oluşturup oluşturmamasına göre iki grupta incelenir.

1-FİZİKSEL DEĞİŞİM

Maddenin tanecik yapısı değişmeden sadece görünümünde meydana gelen değişimdir.

  • Kesme
  • Ezme
  • Rendeleme
  • Parçalama
  • Kırılma
  • Yırtılma
  • Hal değişimleri(erime,donma,buharlaşma vs..)
  • Çözünme
Atomlar arası bağlar kopmaz, tanecik yapısı değişmez. Sadece moleküller arası bağlar koparak tanecikleri arasındaki mesafe değişebilir.( Hal değişimleri)
8.Sınıf 4.Ünite Fiziksel Kimyasal Değişim Konu Özeti
Atomlar arasındaki bağlar kopmadan tanecikler birbiri içerisinde dağılabilir.(çözünme)
8.Sınıf 4.Ünite Fiziksel Kimyasal Değişim Konu Özeti
Tanecik yapısı değişmez fakat tanecik grupları birbirinden ayrılabilir.
( kırılma,yırtılma,parçalanma vb.)

ÖRNEKLER;

  • Kağıdın yırtılması
  • Buğdayın un haline gelmesi
  • Yoğurttan ayran yapımı
  • Havucun rendelenmesi
  • Buzun erimesi
  • Işığın kırılması ve renklerine ayrılması
  • Mumun erimesi
  • Tereyağının erimesi
  • Camın kırılması
  • Toz şekerin pudra şekeri haline getirilmesi
  • Şekerin ve tuzun suda çözünmesi
  • Mürekkebin suda yayılması
  • Salatanın karıştırılması
  • Peynirin dilimlenmesi
  • Odunun kesilmesi veya şekil verilmesi
  • Alkolün suda çözünmesi
  • Sarımsağın ezilmesi
  • Kumaşın kesilmesi
  • Kasenin parçalanması
  • Saçın kesilmesi
  • İyotun süblimleşmesi

2-KİMYASAL DEĞİŞİM

Maddenin tanecik yapısı değişerek tamamen başka bir maddeye dönüşmesi olayıdır.

  • Yanma
  • Paslanma
  • Küflenme
  • Çürüme
  • Kızartma
  • Pişme, haşlanma
  • Mayalanma
  • Ekşime, bozulma
Atomlar arasındaki bağlar koparak yeni atomlarla bağ oluşabilir ve tanecik yapısı değişir.
8.Sınıf 4.Ünite Fiziksel Kimyasal Değişim Konu Özeti
Atomlar yeni atomlarla bağ yapabilir.
8.Sınıf 4.Ünite Fiziksel Kimyasal Değişim Konu Özeti
Tanecik yapısı ve bağlar değişmiştir.

ÖRNEKLER;

  • Odunun, kömürün yanması
  • Yemeğin bozulması
  • Limonun küflenmesi
  • Yumurtanın haşlanması
  • Patatesin kızartılması
  • Demirin paslanması
  • Mumun yanması
  • Kağıdın yanması
  • Yemeğin pişmesi
  • Sütten yoğurt, peynir yapımı
  • Turşu yapımı
  • Hamurun mayalanması
  • Üzümden sirke yapılması
  • Şekere sülfürik asit dökülmesi
  • Üzümden şarap yapılması
  • Arpadan bira yapılması
  • Meyvenin çürümesi
  • Çaya limon sıkılması
  • Saçın beyazlaması, boyanması
  • Fotosentez ve solunum olayları
  • Sütün ekşimesi
  • Çimentodan beton yapımı
  • Sirke ile karbonatın karıştırılması

8.Sınıf 4.Ünite Fiziksel Kimyasal Değişim Konu Özeti



Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 4.ÜNİTE PERİYODİK SİSTEM

8.SINIF 4.ÜNİTE PERİYODİK SİSTEM

8.Sınıf 4.Ünite Periyodik Sistem Konu Özeti

PERİYODİK SİSTEM

PERİYODİK SİSTEM NEDİR?

Bilinen 118 elementin kullanılmasını ve öğrenilmesini kolaylaştırmak amacıyla elementlerin belirli bir düzende gruplandırıldığı tablodur. Elementlerin periyodik olarak tekrarlanan özelliklerine göre sıralanmasından dolayı periyodik tablo ismini almıştır.

PERİYODİK SİSTEMİN TARİHÇESİ

JOHANN DÖBEREİNER

Bu konuyla ilgili ilk çalışmayı 1829 yılında Johann Döbereiner, benzer özellik gösteren elementlerden üçlü gruplar oluşturarak gerçekleştirmiştir.
Döbereiner, elementleri Li-Na-K, Cl-Br-I, Ca-Sr-Ba gibi gruplara ayırmıştır.

Alexandre Beguyer de Chancourtois

Elementlerin artan atom ağırlıklarına göre sarmal bir şekilde sıralamıştır. Benzer özellik gösteren elementler dikey sıralarda alt alta olacak şekilde sıralanmıştır.
Fakat bu listede elementlerin dışında bazı iyonlara ve bileşiklere de yer vermiştir.

John Newlands

O devirde bilinen 62 elementi artan atom ağırlıklarına göre sıralamış, ilk 8 elementten sonra benzer fiziksel ve kimyasal özelliklerin tekrar ettiğini fark etmiştir. Elementleri 8’erli gruplamış ve müzikteki notalara benzetmiştir.

Lothar MeyerDimitri İvanovic Mendeleyev

Meyer elementleri benzer fiziksel özelliklerine(değerliklerine göre) göre sıralamıştır.

Mendeleyev bu sıralamayı artan atom ağırlıklarına göre yapmıştır. Mendeleyev oluşturduğu sıralamada elementlerin düzenli olarak (her 8 elementte bir) aynı özellikleri gösterdiğini farketmiştir. Bu sıralama günümüzde kullanılan elementlerin sınıflandırılmasına yakın bir sıralamadır. Bundan dolayı periyodik cetvelin babası kabul edilir.

Henry Moseley

Henry elementlerin sıralamasını artan proton sayısına(atom numarası) göre yapmıştır.
Deneysel olarak atom numaralarını ispatlamıştır.

GLENN SEABORG

Periyodik tabloda en altta bulunan iki sırayı ekleyerek tabloya son halini vermiştir.

PERİYODİK SİSTEMİN ÖZELLİKLERİ

PERİYOT: Artan atom numaralarına göre yan yana sıralanan elementlerden oluşan yatay sıralara (satır)periyot denir.
GRUP: Benzer özellik gösteren elementlerin alt alta gelerek oluşturduğu dikey sıralara(sütun) grup denir.

NOT: Periyodik tabloda bilinen 118 element vardır. 8 adet A grubu ve 10 adet B grubu olmak üzere toplam 18 grup bulunur. Periyodik tablo 7 periyottan oluşur.

PERİYODİK TABLO

PERİYOTLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • Aynı periyottaki elementlerin katman sayıları aynıdır.
  • Aynı periyotta bulunan elementlerin fiziksel özellikleri benzerlik gösterir.
  • Aynı periyotta bulunan elementlerin atom numaraları (proton sayıları) soldan sağa doğru artar.

GRUPLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • Aynı gruptaki elementlerin katman sayıları farklıdır.
  • Hidrojen hariç aynı gruptaki elementlerin kimyasal özellikleri benzerlik gösterir.
  • Aynı gruptaki elementlerin atom numaraları(proton sayıları) yukarıdan aşağı doğru artar.

Bazı grupların özel adları;

  • 1A GRUBU: ALKALİ METALLER
  • 2A GRUBU: TOPRAK ALKALİ METALLER
  • 7A GRUBU: HALOJENLER
  • 8A GRUBU: SOYGAZLAR(ASAL GAZLAR)

ELEMENTLERİN SINIFLANDIRILMASI

1-METALLER

2-AMETALLER

3-YARI METALLER

1-METALLERİN ÖZELLİKLERİ

  • Yüzeyleri parlaktır, ışığı yansıtır.
  • Oda sıcaklığında cıva hariç tamamı katı halde bulunur.
  • Tel ve levha haline getirilebilir, işlenebilirler.
  • Isı ve elektriği iyi iletirler.
  • Kendi aralarında bileşik yapmazlar, alaşım yaparlar.
  • Periyodik sistemin sol ve orta kısmında yer alırlar.
  • Son katmanlarında 1,2,3 elektron bulunur.

2-AMETALLERİN ÖZELLİKLERİ

  • Yüzeyleri mattır, ışığı iyi yansıtmaz.
  • Oda sıcaklığında katı, sıvı ve gaz halde bulunabilirler.
  • Kırılgandırlar, işlenemez, tel levha haline getirilemezler.
  • Isı ve elektriği iyi iletmezler.
  • Kendi aralarında ve metallerle bileşik yaparlar.
  • Periyodik tabloda sağ tarafta bulunurlar.( H hariç)
  • Son katmanlarında 5,6,7 elektron bulunur.

SOYGAZLARIN ÖZELLİKLERİ

  • Parlak değil mattır.
  • Oda sıcaklığında gaz halde bulunurlar.
  • Normal koşullarda bağ yapmaz, bileşik oluşturmazlar.
  • Isı ve elektriği iyi iletmezler.
  • Tel ve levha haline getirilemezler.
  • Tüp içine doldurulup elektrik akımı verilirse her gaz kendine özgü ışık verir.

3-YARI METALLERİN ÖZELLİKLERİ

  • Parlak veya mat olabilir.
  • Oda sıcaklığında tamamı katı haldedir.
  • Tel ve levha haline getirilebilir, işlenebilirler.
  • Isı ve elektriği metallerden az, ametallerden fazla iletirler.
  • Hem metallerle hem ametallerle bileşik yaparlar.
  • Periyodik sistemde metallerle ametaller arasında yer alırlar.

PERİYODİK TABLODA SOLDAN SAĞA DOĞRU;

  • Grup numarası artar.
  • Atom numarası artar.
  • Proton sayısı artar.
  • Son katmandaki elektron sayısı artar.
  • Katman sayısı değişmez.
  • Atom çapı azalır.***
  • Periyot numarası değişmez.
  • Metalik özellik azalır ametalik özellik artar.

PERİYODİK TABLODA YUKARIDAN AŞAĞI DOĞRU;

  • Grup numarası değişmez.
  • Atom numarası artar.
  • Proton sayısı artar.
  • Son katmandaki elektron sayısı değişmez.
  • Katman sayısı artar.
  • Atom çapı artar.***
  • Periyot numarası artar.
  • Metalik özellik artar, ametalik özellik azalır.
***Katman sayısının artması atom çapını artırır. Katman sayısı değişmeden proton sayısı artarsa atom çapı küçülür. Bunun nedeni protonların katmanlardaki elektronlara çekim uygulamasıdır. Proton sayısı artarsa bu çekim artar ve elektronları merkeze daha yakın yörüngede dönmeye zorlar. Bu da atom çapını küçültür.

8.Sınıf 4.Ünite Periyodik Sistem Konu Özeti



Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 3.ÜNİTE GAZLARDA BASINÇ

8.SINIF 3.ÜNİTE GAZLARDA BASINÇ

GAZ BASINCI

GAZ BASINCI

KAPALI KAPLARDA GAZ BASINCI

Kapalı kaplarda gazın basıncını oluşturan etken gazın ağırlığından çok gaz taneciklerinin hareketidir. Belirli bir sıcaklık ve hacimdeki gazın kapalı kap içerisinde her noktada basıncı aynıdır. Gazın basıncı kabın hacmine ve sıcaklığa bağlıdır. Hacim azalırsa gaz taneciklerinin alanı daralacağından çarpışma miktarı artar ve basınç artar. Sıcaklığın artması durumunda taneciklerin hareketi artacağı için yine basıncı da artar. Gazlar basıncı kabın her noktasına aynen iletir.

ÖRNEKLER;

  • Şişirilen topun içindeki basınç her noktada aynı olduğundan top düzgün şekil alır.
  • Şişirilen tekerin düzgün görünmesi içindeki gazın her noktada eşit basınca sahip olmasındandır.

AÇIK HAVA BASINCI

Hava hem yer küreye hem de içinde bulunan cisimlere ağırlığından ve taneciklerinin hareketinden dolayı bir kuvvet uygular.Bu kuvvetin birim yüzeye düşen kısmına ATMOSFER BASINCI( Açık Hava Basıncı) denir. Açık hava basıncı sıcaklıkla ters orantılıdır çünkü sıcaklık arttıkça genleşen hava tanecikleri birbirinden uzaklaşarak basıncı düşürür. Bir ortamda gaz taneciği sayısının azalması o ortamın gaz basıncının düşük olmasına neden olur.

ÖRNEKLER;

  • Meyve suyu içerken pipetin içindeki havanın emilmesi iç basıncı düşürüp meyve suyunun pipete dolmasını sağlar.
  • İçinde su bulunan delik bir bidon kapağı açıkken delikten su akıtırken kapağı kapatılınca su akmaz.

AÇIK HAVA BASINCI DENEYLERİ

1-DAMACANA DENEYİ

DENEY VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

2-ŞİŞEDEKİ YUMURTA DENEYİ

3-YUKARI TIRMANAN SIVI DENEYİ

4-YÜKSELEN SIVI DENEYİ

5-SÖNMEYEN BALON DENEYİ

DENEY VİDEOSUNU İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

AÇIK HAVA BASINCI DENEYLERİ VİDEO İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ.( HEPSİ BİR ARADA)

AÇIK HAVA BASINCINA GÜNLÜK HAYATTAN ÖRNEKLER

  • İçi boş kutunun içindeki hava boşaltılırsa, kutu açık hava basıncı etkisiyle içe doğru çöker (büzülür)
  • İçi su dolu bardağın ağzına kağıt kapatılarak ters çevrilirse bardaktaki su dökülmez. Bunun nedeni, bardaktaki suyun ağırlığı nedeniyle kağıda uyguladığı basıncın, açık hava basıncı tarafından dengelenmesidir.
  • Lavabo pompası düz bir zemin üzerine konup üzerine kuvvet uygulanarak içindeki hava boşaltılırsa, uygulanan açık hava basıncını dengeleyen hava dışarı çıkartıldığı için açık hava basıncı daha az dengelenir ve pompa olduğu yere yapışır (ve güçlükle kaldırılır).
  • Tulumbalardan suyun çekilmesi, damlalık ve enjektöre sıvı çekilmesi açık hava basıncı sayesinde gerçekleşir. Bu araçların içindeki hava boşaltılır ve suya daldırılırsa açık hava basıncı etkisiyle içlerine sıvı dolar.
  • Boş tenekedeki havanın tamamı veya bir kısmı ısı etkisiyle dışarıya çıkartılıp tenekenin ağzı kapatılırsa teneke şekil bozukluğuna uğrar.
  • Atmosfer basıncı, 1.105 Pa (N/m2) dir. Bu basınç etkisiyle 1 m2`lik yüzeye 105 N`luk ya da yaklaşık 1.104 kg`lık ya da 10 tonluk kuvvet uygulanır.
  • İnsan vücudunun yüzeyi yaklaşık 1,5 m2 ise insan vücuduna açık hava tarafından 15 tonluk kuvvet uygulanır. Bu basınç vücudun iç basıncı (hem kan basıncı, hem lenf basıncı, hem de vücut boşluklarındaki havanın basıncı) tarafından dengelendiği için hissedilmez.
  • Çay bardağı çay tabağına konduğunda aradaki hava boşaltılır ve tabağın alt kısmından etki eden açık hava basıncı nedeniyle tabak, bardakla birlikte kalkar.
  • Yüksek dağlara çıkıldıkça açık hava basıncının azalmasından dolayı burnumuzda kanamalar görülebilir.
  • Delik bir bidon içine su doldurulduğunda kapağı açıkken delikten su akar fakat kapağı kapatıldığında su delikten akmaz. Bunun nedeni kapak kapalı durumdayken içeri hava girişi olmaz ve deliğin dışındaki hava basıncı su akışına izin vermez. Kapak açıldığında içeri hava dolar ve dışarıdaki basıncı dengeler. Bu şekilde su delikten akabilir.

MAGDEBURG DENEYİ NEDİR?

İçi boş iki yarım küre birleştirilip içindeki hava boşaltılırsa birbirlerinden ayrılmazlar. (İçi boş iki yarım kürenin birleşmesi sonucu oluşan araca Magdeburg denir. 1664 yılında, hava basıncının etkisini göstermek amacıyla Otto Von Guerrike tarafından, Magdeburg Yarım Küreleri olarak anılan bir deney yapılır. Metal olan iki büyük yarım küre birleştirilip içindeki hava boşaltılır. Daha sonra, oluşan vakum küreye çok sayıda at koşularak yarım küreler birbirinden ayrılmaya çalışılır ama küreler birbirinden ayrılmaz. Bunu sağlayan etki, kürenin dışındaki hava basıncıdır.)

TORİÇELLİ DENEYİ

Toricelli, deniz seviyesinde ve 0°C sıcaklıkta ve 1 metre uzunluğa sahip olan bir ucu açık bir ucu kapalı olan deney tüpleri ile deneyini gerçekleştirmiştir. Tüpün içerisini cıva ile doldurmuştur. Tüpün açık kısmını parmağı ile kapatmış ve bu tüpü yine cıva ile dolu bir kabın içerisine kapalı kısmı yukarıda olacak şekilde yerleştirmiştir. Cam tüp içerisindeki civanın bir kısmı kaba boşalmıştır. Fakat yükseklik 76 cm olacak kadar cıva tüp içinde kalmıştır. Kabın üstünden cıvaya uygulanan açık hava basıncı cam tüp içindeki cıvayı yukarı doğru itmesi nedeni ile tüp içindeki cıvanın hepsi kaba boşalmamıştır. Bu şekilde tüp içinde bulunan cıvanın sıvı basıncı ve açık hava basıncı eşitlenmiş olur. Böylelikle Açık hava basıncı deniz seviyesinde ve 0’C sıcaklıkta 76 cm Hg basıncına eşittir. Bu değere 1 atmosfer basıncı (atm) denir.

Açık hava basıncı ( P0) = 76 cm Hg

NOT: Cıva dışında başka sıvılar ile deney yapıldığında sıvı yoğunluğu cıvadan küçük olacağından borudaki yüksekliği cıvadan fazla olur. Sonuçta basınç açık hava basıncına eşit olacağı için yoğunluğu büyük olan sıvının derinliği az olur.

Deniz seviyesinden yükseklere doğru çıkıldıkça üzerimize etki eden hava kütlesi azalır. Bu sebeple yükseklere doğru her 100 metrede atmosfer basıncı 1 cm Hg azalır. Atmosferde belirli bir noktanın üzerinde bulunan tüm gazların ağırlığı sonucu açık hava
basıncı oluşur. Yükseklere çıkıldıkça üzerindeki hava kütlesi azalmış olacağından basınç düşer.

Renkli bölümler o noktanın üzerinde bulunan hava miktarını gösterir. Hava miktarı fazla olan noktaya etki eden ağırlık fazla olacağından basınç da fazladır.

8.Sınıf 3.Ünite Gazlarda Basınç Konu Özeti



Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 3.ÜNİTE SIVILARDA BASINÇ

8.SINIF 3.ÜNİTE SIVILARDA BASINÇ

SIVI BASINCI

SIVI BASINCI

Sıvılar akışkan olmalarından dolayı bulundukları kabın şeklini alırlar ve yerçekiminin etkisiyle kabın sadece tabanına değil tüm yüzeylerine basınç uygularlar.

SIVI BASINCI NELERE BAĞLIDIR?

  1. SIVININ DERİNLİĞİ
  2. SIVININ CİNSİ(YOĞUNLUĞU)
  3. YER ÇEKİMİ İVMESİ

SIVI BASINCINI ETKİLEYEN DEĞİŞKENLER

1-SIVI BASINCI-DERİNLİK İLİŞKİSİ

U borusundaki sıvı farkı az
  1. BAĞIMLI DEĞİŞKEN: SIVI BASINCI
  2. BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN: DERİNLİK
  3. KONTROLLÜ DEĞİŞKEN: YOĞUNLUK, YER ÇEKİM İVMESİ

Yoğunluğu aynı olan sıvılardan derinliği fazla olanın sıvı basıncı fazladır. Yer çekimi ve yoğunluk sabit tutulduğunda derinlik arttıkça sıvı basıncı artar.

U borusundaki sıvı farkı fazla

1-SIVI BASINCI-YOĞUNLUK İLİŞKİSİ

su
  1. BAĞIMLI DEĞİŞKEN: SIVI BASINCI
  2. BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN: YOĞUNLUK
  3. KONTROLLÜ DEĞİŞKEN: DERİNLİK, YER ÇEKİM İVMESİ

Derinliği aynı olan sıvılardan yoğunluğu fazla olanın sıvı basıncı fazladır. Yer çekimi ve derinlik sabit tutulduğunda yoğunluk arttıkça sıvı basıncı artar.

cıva

DERİNLİK ARTARSA BASINÇ ARTAR

yoğunluk sabit

YOĞUNLUK ARTARSA BASINÇ ARTAR

dsu > dsıvı yağ derinlikler eşit
NOT: Sıvı basıncı kabın şekline, kabın boyutuna veya sıvı miktarına bağlı değildir.(Derinlik ve yoğunluk sabit oldukça)

PK = PL = PM =PN = PP

BİLEŞİK KAPLAR

K=L=M=N=P

Şekilleri ve kalınlıkları farklı olan kapların tabanlarının birleştirilmesi elde edilen kaplara denir. Kap tabanındaki her noktada basınç eşit olacağından kaplardaki sıvı seviyeleri de aynı olur. Kaplardan birine su eklenirse sıvı akışı diğer kaplarda da eşit olana kadar devam eder. Bu özellik şehirlerdeki su depolarında kullanılmıştır. Su depoları şehirdeki yüksek binaların en üst katına kadar suyun rahatça çıkabilmesi için şehir seviyesinden yükseklere kurulur. Su deposundan yüksekte bulunan binalara su çıkarılması için ek pompa gereklidir.

PASCAL PRENSİBİ

Kapalı bir kapta bulunan sıvıya uygulanan basınç kabın iç yüzeyinin ve sıvının her tarafına aynen iletilir. (Blaise Pascal)

GÜNLÜK HAYATTA PASCAL PRENSİBİNDEN YARARLANILARAK NELER YAPILMIŞTIR?

8.Sınıf 3.Ünite Sıvılarda Basınç Konu Özeti


Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 3.ÜNİTE KATILARDA BASINÇ

8.SINIF  3.ÜNİTE KATILARDA BASINÇ

KATI BASINCI


BASINÇ NEDİR?

Birim yüzeye uygulanan dik kuvvete basınç denir. Kuvvetin yüzey alanına oranı katı basıncını bulmamızı sağlar. Kuvvetin birimi Newton( N) , yüzey alanının birimi metrekare(m2 )olarak alındığında basıncın birimi Pascal( Pa) olur.

KATI BASINCINI ETKİLEYEN DEĞİŞKENLER

1-KATI BASINCI – KUVVET İLİŞKİSİ

  1. BAĞIMLI DEĞİŞKEN: KATI BASINCI
  2. BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN: KUVVET(AĞIRLIK)
  3. KONTROLLÜ DEĞİŞKEN: YÜZEY ALANI

Katılarda yüzey alanı değişmeden kuvvet(ağırlık) artırılırsa katı basıncı aynı oranda artar.

1-KATI BASINCI – YÜZEY ALANI İLİŞKİSİ

  1. BAĞIMLI DEĞİŞKEN: KATI BASINCI
  2. BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN: YÜZEY ALANI
  3. KONTROLLÜ DEĞİŞKEN: KUVVET(AĞIRLIK)

Katılarda kuvvet(ağırlık) değişmeden yüzey alanı artırılırsa katı basıncı aynı oranda azalır.

NOT: Kuvvet(ağırlık) ile yüzey alanı aynı oranda azalıyor veya artıyorsa katı basıncı değişmez.

GÜNLÜK HAYATTA BASINCI ARTIRMAYA YÖNELİK ÖRNEKLER

KATI BASINCINI ARTIRMAK İÇİN:

  1. KUVVET ARTIRILMALI
  2. YÜZEY ALANI AZALTILMALI
  • Kesici aletlerin bir yüzü bilenerek yüzey alanının küçültülmesi ile basınç artar.
  • Futbolcu kramponlarında alt tarafın dişli olması basıncı artırır.
  • Topuklu ayakkabıda topuk kısmın da yüzey alanı küçük olduğu için basınç fazladır.
  • Lastiklere zincir takılması yüzey alanını küçülterek basıncı artırır.
  • Sivri uçlu aletlerde yüzey alanı küçük olduğundan basınç fazladır.

GÜNLÜK HAYATTA BASINCI AZALTMAYA YÖNELİK ÖRNEKLER

KATI BASINCINI AZALTMAK İÇİN:

  1. KUVVET AZALTILMALI
  2. YÜZEY ALANI ARTIRILMALI
  • Leken denilen kar ayakkabılarında yüzey alanı büyük olduğundan basınç az olur.
  • Traktörlerin tekerlerinin büyük olması basıncı azaltır.
  • Tır ve kamyonların çok sayıda tekerinin olması yüzey alanını artırarak basıncı azaltır.
  • İş makinelerinin paletli tekerleri yüzey alanını artırarak basıncı azaltır.
  • Ağır hayvanların ayak tabanlarının geniş olması basıncı azaltır.

8.Sınıf 3.Ünite Katılarda Basınç Konu Özeti


Fenozom’u Takip Edin!


 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 2.ÜNİTE BİYOTEKNOLOJİ

8.SINIF 2.ÜNİTE BİYOTEKNOLOJİ

BİYOTEKNOLOJİ


BİYOTEKNOLOJİ NEDİR?

İnsan ve çevre sağlığını olumsuz etkilemeyecek yöntemlerle, bilim ve mühendislik alanında çalışmalar yapılarak, biyolojik sistemlerin mal ve hizmet üretiminde kullanılmasıdır.

GENETİK MÜHENDİSLİĞİ NEDİR?

Gen ve DNA yapılarında incelemeler yapan, gen onarımı ve genlerin başka canlılara aktarılması ile ilgili çalışmalar yapan bilim insanlarına GENETİK MÜHENDİSİ denir. Genetik mühendisliğinin çalıştığı en büyük projelerden biri İnsan Genom Projesidir. Bu projede insan DNA ‘sının şifreleri çözülmeye çalışılmakta ve böylece sağlıktan beslenmeye pek çok sorunun çözülmesi hedeflenmektedir.

***Genetik mühendisliği Biyoteknolojinin bir alt dalı olan Moleküler Biyolojinin bir uygulamasıdır. Bu durumda her Biyoteknoloji çalışması Genetik Mühendisliğine ait değildir fakat bütün Genetik Mühendisliği çalışmaları bir Biyoteknoloji çalışmasıdır.***

GENETİK MÜHENDİSLİĞİ ÇALIŞMALARI

1-GEN AKTARIMI

Bir canlıya ait DNA’nın bir bölümünün başka bir canlı DNA’sına aktarılmasına denir.

GEN AKTARIMI ÖRNEKLERİ

  1. Kutuplarda yaşayan bir balıktan alınan soğuğa karşı dayanıklılık geninin domates ve çileğe aktarılarak soğukta yetiştirilmelerinin sağlanması
  2. Petrolü ve organik atıkları parçalayan enzim üretiminden sorumlu genin bakterilere aktarılması ile denizlerdeki kirliliğin bakterilere temizletilmiştir.
  3. Ateş böceklerinden alınan ışık saçma geninin tütün bitkisine aktarılarak ışık saçan tütün elde edilmiştir.
  4. Yapısında A vitamini olmayan pirince bir bakteri ve nergis bitkisinden gen aktarılarak A vitamini üreten pirinç elde edilmiştir.
  5. İnsanlardan alınan ve insülin hormonu üretmekle görevli olan gen bakterilere aktarılarak bakterilerin insülin hormonu üretmeleri sağlanmıştır.
  6. Larvalara karşı zehirli madde üretiminden sorumlu genin bitkilere aktarılarak zararlı böceklere karşı dirençli bitkiler yetiştirilmiştir.
  7. İnsandan alınan genlerin domuzlara aktarılarak insanlar için gerekli organlar domuzlardan elde edilmiştir.

2-GEN TEDAVİSİ(TERAPİSİ)

Kalıtsal veya sonradan edinilmiş bir hastalığın tedavisi için ilgili hücre veya dokulara ait genetik yapının değiştirilmesine dayanan yöntemdir.

GEN TERAPİSİ BASAMAKLARI

  1. Hastalığa neden olan hatalı gen dizilimi ve olması gereken sağlıklı gen dizilimi belirlenir.
  2. Doğru dizilime sahip gen insan için zararlı olmayan bir virüsün DNA’sına aktarılır.
  3. Bu virüs hastalıklı hücreye gönderilir ve sitoplazmaya ulaşan virüs kendi DNA’sını hücreye gönderir. Virüs DNA’sı hücrenin orijinal DNA’sını bloke eder ve kendi DNA’sını hücreye çoğalttırır.
  4. Böylece sağlıklı genin olduğu DNA hücre çekirdeğine ulaşmış olur. Bu DNA ile artık daha önce kodlanamayan protein kodlanmaya başlar ve hücre sağlıklı hale gelir.
  5. Sağlıklı hücre laboratuvar ortamında çoğaltılarak hastaya nakledilir.
  6. Nakil sonucu sağlıklı hücreler hastada bölünerek çoğalır ve hastalık tedavi edilir.

3-KLONLAMA

Seçilen bir canlının veya bir özelliğin, bir organın birçok kopyasının oluşturulmasıdır.

4-DNA PARMAK İZİ

DNA testi olarak bilinir. DNA’daki gen diziliminin çıkarılması işlemidir. Normal parmak izi ile ilişkisi yoktur. Örneğin; bir cinayet vakasında suçlunun olay yerinde düşen bir saç telinden alınan DNA örneği ile suçlunun tespit edilmesi, babalık testi DNA parmak izi ile ilgilidir.

5-ISLAH

Tarım ve hayvancılıkta daha kaliteli ve verimli ürün almak için Biyoteknolojinin kullanılmasıdır.

BİYOTEKNOLOJİNİN YARAR VE ZARARLARI

YARARLARI

  • Oluşabilecek salgın ve bulaşıcı hastalıkların erken teşhisinde ve tedavisinde çok önemli bir rol oynamaktadır.
  • Aşı sektörünün gelişmesini sağlamaktadır.
  • İlaç sektörünün daha da gelişmesi biyoteknolojinin en büyük yararları arasında yer almaktadır.
  • Biyoteknoloji genetik hastalıkların azaltılmasında büyük rol oynamaktadır.Azaltılabildiği gibi önlenebilir genetik hastalıklar biyoteknoloji sayesinde mümkün olabilmektedir.
  • Hastalıklar veya ilaç sektörü dışında tarımdaki verimi arttırmak için de biyoteknoloji önemli bir rol oynamaktadır.
  • Hayvancılığın daha verimli hale gelmesi sağlanmaktadır
  • Gıda zehirlenmelerinin önüne geçilebilmesi biyoteknoloji sayesinde mümkün olmaktadır.
  • Tarımda elde edilen dayanıklı ve verimli ürünler ile ilaç ve gübre kullanımı azaltılabilir.
  • Nesli tükenme tehlikesinde olan canlılar klonlama ile çoğaltılabilir.
  • Çevre kirliliği azaltılabilir.
  • Yapay doku ve organlar üretilebilir.
  • Hormonlar elde edilebilir.
  • Kök hücre elde edilip kullanılabilir.
  • Vitamin tabletleri meyveli yoğurt gibi besinler elde edilebilir.
  • Sebze ve meyvelerin raf ömrü uzatılabilir.
  • A vitaminli pirinç,yüksek proteinli soya gibi besinler üretilebilir.

ZARARLARI

  • Biyoteknoloji taraflı olarak kullanıma çok müsaittir.
  • Biyolojik silah yapımında kullanılmaktadır.
  • Genetiği değiştirilmiş organizmalar sebze ve meyve üretiminde kullanılmasına neden olmaktadır.
  • Biyoteknoloji kullanımı nedeniyle toksik atıklar meydana gelmektedir.
  • Birçok canlının ölmesine ve besin zincirinin bozulmasına neden olmaktadır.
  • Ekosistemin bozulmasına neden olmaktadır.
  • Doğal denge ve döngülerin bozulmasına neden olmaktadır.
  • Biyolojik çeşitliliği azaltabilir.
  • Elde edilen yeni ürünler alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
  • GDO’lu besinler insan sağlığını olumsuz etkilemektedir.
  • Genetiği değiştirilmiş bitkilerle beslenen yararlı kuş ve böcekleri öldürerek doğal dengeyi bozabilir.

ÖZETLE;

Biyoteknoloji, insan, hayvan ve bitki hücrelerinin fonksiyonlarını anlamak ve değiştirmek amacıyla uygulanan çeşitli teknikleri ve işlemleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Canlıların iyileştirilmesi ya da endüstriyel kullanımına yönelik ürünler geliştirilmesini, modern teknolojinin doğa bilimlerine uygulanmasını kapsar.

Uygulamalar arasında;

  • İnsan sağlığına yönelik olarak proteinlerin üretilmesi
  • Bazı hormon, antikor, vitamin ve antibiyotik üretilmesi
  • Çok zor şartlara sahip çevrelerde (sıcak, kurak,tuzlu…) yaşayan organizmaların enzimlerini ve biyomoleküllerini saflaştırarak bunların sanayide kullanılması
  • Yeni sebze ve meyve üretimi
  • İnsandaki zararlı genlerin elemine edilmesi
  • Aşı, pestisit, tıbbi bitki üretimi
  • İnsanın zarar görmüş veya işlevini kaybetmiş organ ve dokularının değiştirilmesi için yapay organ ve doku üretimi

8.Sınıf 2.Ünite Biyoteknoloji Konu Özeti


Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 2.ÜNİTE ADAPTASYON

8.Sınıf 2.Ünite Adaptasyon Konu Özeti

ADAPTASYON


ADAPTASYON NEDİR?

Canlıların bir çevrede yaşama ve üreme şansını artıran, o çevreye uyumunu sağlayan kalıtsal özelliklerinde ADAPTASYON denir.

Adaptasyon canlının bir çevrede ;

  • Yaşama sansını artıran özellikleri
  • Düşmandan korunmasını sağlayan özellikleri
  • Beslenmesini sağlayan özellikleri
  • Avlanmasını sağlayan özellikleri
  • Üreme şansını artıran özellikleri
  • Çevresel faktörlere uyumunu sağlayan özellikleridir.

ADAPTASYON ÖRNEKLERİ

KUTUP AYISI
  • Küçük kulak ve burun ısı kaybını engeller.
  • Beyaz post karda gizlenmesini ve avlanmasını kolaylaştırır.
  • Kalın kürk ve yağ deposu vücut sıcaklığını korur
  • Geniş ayak tabanları karda batmadan yürümeyi sağlar.
DEVE
  • Geniş ayak tabanları çölde batmadan yürümeyi sağlar.
  • Hörgüçte depolanan yağ uzun süre su içmeden hayatta kalmayı sağlar.
  • Uzun kirpik ve kulak kılları çöl kumlarından bu organları korur.
  • Postunun rengi çöle kamufle olmasını sağlar.
ÇİTA
  • Kuvvetli bacaklar hızlı koşarak avlanmayı kolaylaştırır.
  • Keskin dişleri eti parçalamasına yardımcı olur.
  • Desenli kürk savanda gizlenmesini kolaylaştırır.
  • Esnek ve hafif vücut hızlı koşmasına yardımcı olur.
  • Keskin ve kuvvetli pençelere avlanmayı kolaylaştırır.
KAKTÜS
  • Çöl ortamına adapte olmak için gövdede su depolanması kaktüsün uzun süre susuz yaşamasını sağlar.
  • İğne şeklindeki yapraklar terlemeyi en aza indirerek su kaybını engeller.
KURBAĞA
  • Deri ve akciğer solunumu yapması hem karada hem suda yaşamasını sağlar.
  • Arka uzun bacaklar zıplamayı ve hızlı yüzmeyi sağlar.
  • Çok sayıda yumurta bırakması üreme şansını artırır.
  • Uzun dili ile sinek yakalayarak beslenme şansı artar.
  • Ayak parmaklarının perdeli olması yüzmeyi kolaylaştırır.
NİLÜFER
  • Geniş yapraklar terlemeyi artırarak fazla suyu dışarı atar.
  • Geniş yaprakları ve yaprakların içinde bulunan geniş hava boşlukları ile su yüzeyinde kalması sağlanır.
  • Kartal, şahin ve atmaca gibi yırtıcı kuşların gaga ve pençe yapılarının avlarını yakalayacak ve parçalayacak şekilde olması.
  • Bukalemunun bulunduğu ortama ve duruma göre renk değiştirmesi.
  • Karanlık ortamda kalan yarasanın sese karşı duyarlı olması.
  • Ördek ve kazların suda yüzebilmek için ayak parmaklarının arasında perde bulunması.
  • Yunusların vücutlarında yağ depo edebilmeleri.
  • Zebraların çizgili görünümleri.
  • Arıların renkleri ve polen toplamaya uygun ağız yapıları
  • Örümceklerin ağ örebilmeleri.
  • Fillerin uzun hortumlarının ve kulaklarının olması.
  • Yılanların yaşadıkları ortama uygun renkte olması ve deri değiştirebilmeleri
  • Deve kuşlarının hızlı koşabilmek için uzun ve güçlü bacaklarının olması.
  •  Penguenlerin ayak parmaklarının arasındaki perdeleri hızlı yürümelerini, deri altında depolanan yağ ise soğuk ortamlarda vücut sıcaklığının korunmasını sağlar.
  • Sıcak bölgelerde yaşayan tilki, fare ve tavşanların ısı kaybını arttırarak vücut sıcaklığını koruması için kulak ve kuyrukların uzun, vücut yüzeylerinin geniş olması.
  • Bitki yapraklarının dallara birbirlerinin güneşlenmesini engellemeyecek şekilde dizilmesi.
  • Kara ekosisteminde yaşayan çam ağaçlarının iğne yapraklı olması dört mevsim yeşil kalmasını ve çok sıcak veya soğuk iklimlere karşı dayanıklı olmasını sağlar.
  • Ilıman iklimde yaşayan palmiyelerin terlemeyi arttırmak için geniş yapraklı olması.
  • Yaprakların üzerinde yaşayan böceklerin yapraklarla aynı renkte olması düşmanlarından korunmasını sağlar.
  • Kamufle olmuş canlıların tamamı düşmandan korunma veya avlanma bakımından adapte olmuştur.
  •  Tırpana balığının kuyruğunda üretilen elektrik düşmana karşı kendini korur ve karşı cinsin ilgisini çekerek üreme şansını arttırır.
  • Köpek balıklarının sırt ve karın bölgesinin renginin farklı olması, suyun üst ve alt kısmında görünmesini zorlaştırır ve avlanmayı kolaylaştırır.
  • Deniz kaplumbağasında, kara kaplumbağasından farklı olarak yüzmesini sağlayan palet şeklinde ayaklar bulunur.
  • Penguenlerin sırt kısmının koyu renkte ve karın kısmının açık renkte olması okyanusta yukarıdan ve aşağıdan bakan canlılardan korunmasını sağlar.
  • Mürekkep balıklarının düşman görünce mürekkep püskürtmesi ve suyu bulandırıp kaçması
  • Bombardıman böceklerinin düşman görünce karın kısmından kimyasal püskürtmesi
  • Balık ve kurbağaların çok sayıda yumurta bırakarak üreme şansını artırması
  • Yılanların ve bazı böcek türlerinin zehirli olması
KAMUFLE OLMUŞ CANLILAR

DOĞAL SEÇİLİM NEDİR?

Canlıların sağladığı adaptasyonlar yaşadıkları çevrede rekabete sebep olur. Bu sebeple çevreye en iyi uyum sağlayan canlı güçlüdür ve hayatta kalır. Uyum sağlayamayan zayıf canlılar ise çevre tarafından yok edilir. Bu sürece DOĞAL SEÇİLİM denir.

Açık renkte gövdeye sahip olan ağaçlarda yaşayan güve kelebeklerinden açık renk olanlar kamufle olurken koyu renk olanlar kuşlar tarafından avlanmaktadır.

Sanayi devriminden sonra artan çevre kirliliği ile ağaç renkleri koyulaşmıştır. Bu durumda ise açık renkli kelebekler kuşlara yem olurken koyu renkli olanlar kamufle olup korunmuştur.

RESİM 1 ve Resim 2’de verilen örnekte olduğu gibi değişen çevre koşullarına uyum sağlayan canlı hayatta kalır, uyum sağlayamayan canlı çevre tarafından yok edilir.

VARYASYON NEDİR?

Tür içindeki çeşitliliğe varyasyon denir.

NOT: Aynı ortamda yaşayan farklı canlılar benzer adaptasyonlar gösterebilir.

KUTUP EKOSİSTEMİ

Beyaz post, geniş tabanlı ayaklar, küçük kulaklar ve burun, kalın yağ tabakası

ÇÖL EKOSİSTEMİ

Terlemeyi artıran büyük kulaklar ve burun, çöle uygun kürk rengi


8.Sınıf 2.Ünite Adaptasyon Konu Özeti



Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 2.ÜNİTE MUTASYON MODİFİKASYON

8.SINIF 2.ÜNİTE MUTASYON MODİFİKASYON

8.Sınıf 2.Ünite Mutasyon Modifikasyon Konu Özeti

MUTASYON VE MODİFİKASYON


MUTASYON


DNA’nın kendini eşlemesi esnasında oluşabilecek hatalı dizilimler canlının genetik özelliklerinin değişmesine sebep olabilir. DNA’da meydana gelen bu değişimlere mutasyon denir.

  • Mutasyonlar üreme hücrelerinde gerçekleşirse kalıtsal olur yani dölden döle aktarılır.
  • Mutasyonlar vücut hücrelerinde meydana gelirse sadece o canlıyı ilgilendirir.
  • Eşeysiz üreyen canlılarda vücut hücresindeki mutasyon da oluşacak yeni canlılara geçebilir.

MUTASYONA NEDEN OLAN ETMENLER

  • Radyasyon
  • Ultraviyole ışınlar
  • Bazı kimyasallar
  • Sigara
  • Aşırı sıcaklık

NOT: Mutasyonlar her zaman genlerde olmak zorunda değildir. Hücre bölünmesi esnasında kromozomların birbirinden ayrılmaması sonucu kromozom mutasyonları da gerçekleşebilir.

ZARARLI MUTASYONLAR

  • Albinoluk
  • Down Sendromu
  • Orak hücreli anemi
  • Altı parmaklılık
  • İki başlı hayvanlar
  • Dört boynuzlu keçi
  • Yapışık ikizlilik
  • Bütün kanser çeşitleri
  • Hemofili
  • Yapışık parmaklılık
  • Renk körlüğü

YARARLI MUTASYONLAR

  • Van kedisi
  • Ankara kedisi
  • Çekirdeksiz üzüm
  • Ürün ve tohum sayısı artan bitkiler
  • HIV virüsüne karşı direncin artması
  • Akdeniz anemisine karşı direncin artması
  • Ölümcül virüslerin insan vücudu için uyumlu hale gelmesi ve ölümcül olma durumunun ortadan kalkması

MODİFİKASYON

Çevre şartlarının etkisiyle canlının dış görünüşünde meydana gelen ve kalıtsal olmayan değişimlerdir.

  • Modifikasyonlar kalıtsal değildir.
  • Çevre şartları etkisiyle oluşan değişimlerdir. Şartlar eski haline geldiğinde canlı da tekrar eski haline gelebilir.
  • Genlerin yapısı değişmez, sadece işleyişi değişir.

MODİFİKASYONA NEDEN OLAN ETMENLER

  • Sıcaklık
  • Işık miktarı
  • pH değeri
  • beslenme şekli
  • nem miktarı
  • basınç

MODİFİKASYON ÖRNEKLERİ

Himalaya tavşanı

Himalaya tavşanlarında beyaz tüyler kazınarak buz torbası bağlandığında tüyler siyah renkte çıkar.

Sirke sineği

Sirke sineği 18 ‘C civarında bir sıcaklıkta yetişirse kıvrık kanatlı olurken, 34 ‘C civarında yetişirse düz kanatlı olur.

Kasların gelişimi

Düzenli spor yapanlarda kaslar gelişir fakat sporu bırakırsa eski haline geri döner.

Çuha çiçeği

Çuha çiçeği 15-20 ‘C sıcaklıkta yetişirse kırmızı, 30-35 ‘C sıcaklıkta yetişirse beyaz renk çiçek açar.

Ortanca bitkisi

Ortanca bitkisi toprağın pH değeri düşükse mavi, yüksek ise pembe çiçek açar.

Arılar

Arı kovanında döllenmiş yumurtadan oluşan larvalar arı sütü ile beslenirse kraliçe arı, bal ve polen ile beslenirse işçi arıları oluşturur.

çimlenme

Işıklı ortamda çimlenen bitki yeşil renktedir fakat karanlıkta çimlenen bitki sarı renkte olur.

Karahindiba

Karahindiba bitkisinin dağlarda yetişenleri kısa boylu, ovada yetişenleri uzun boylu olur.

Bronzlaşma

Yazın Güneş altında uzun süre kalınca ten bronzlaşır ve kışın tekrar açılır.


MUTASYONMODİFİKASYON
Genlerin yapısı değişir.Genlerin işleyişi değişir.
Üreme hücrelerindeki mutasyonlar kalıtsaldır.Kalıtsal değildir.
Bütün mutasyonlar dış görünüşte ortaya çıkmayabilir.Etkisi dış görünüşte ortaya çıkar.
Radyasyon, aşırı sıcaklık, kimyasal maddeler, ultraviyole ışınlar, sigara mutasyona neden olur.Sıcaklık, ışık miktarı, pH miktarı, beslenme şekli, nem modifikasyona neden olur.

8.Sınıf 2.Ünite Mutasyon Modifikasyon Konu Özeti


Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 2. ÜNİTE KALITIM

8.SINIF 2. ÜNİTE KALITIM

8.Sınıf 2.Ünite Kalıtım Konu Özeti

KALITIM


KALITIM

Canlılarda bulunan özelliklerin döllenme yoluyla yeni nesillere aktarılmasına KALITIM denir. Bunu inceleyen bilim dalına GENETİK denir.

MENDEL KİMDİR?

Gregor Mendel, uzun ismiyle Gregor Johann Mendel, genetiğin babası olarak bilinir. En çok bezelyelerle yaptığı çalışmalarla bilinir. Rahip olan Gregor Mendel bitkilerde belirli özelliklerin belirli kurallara göre kalıtıldığını ortaya çıkardı. Çalışmalarının değeri ölümünden çok sonra anlaşıldı.Gregor Mendel botanikçi ve rahiptir. 20 Temmuz 1822’de Avusturya İmparatorluğu’nda doğmuş ve 6 Ocak 1884’te 61 yaşında ölmüştür. Çiftçi bir ailede dünyaya gelen Mendel, önce rahip olmuş, daha sonrada Viyana Üniversitesi’nde bilimsel eğitim almıştır. Resesif ve dominant gibi terimleri ve kavramları bezelye deneyleri ile ortaya çıkarmıştır. Genetik biliminin kurucusudur.

Mendel kalıtım çalışmalarında bezelyelere ait 7 farklı karakter ve 14 özellik üzerinde çalışmalar yaparak bugünkü kalıtım bilimine öncülük etmiştir.

MENDEL’İN DENEYLERİNDE BEZELYE KULLANMA NEDENLERİ

  • Bezelyenin kolay yetişen bir bitki olması
  • Üreme süresi kısa olduğu için çalışmalardan çabuk sonuç alınması
  • Karakter (genetik özellik) sayısının fazla olması
  • Her bir karakterin iki zıt çeşidinin olması( uzun boy-kısa boy vb.)
  • Hem dişi organ hem erkek organın aynı çiçek üzerinde olması ve taç yapraklar tarafından tamamen sarılıp yabancı tozlaşmayı önlemesi
  • Seçilen özelliklerin aynı kromozomlar üzerinde bulunması

MENDEL’İN ÇALIŞMALARI

  1. Bezelyeye ait bir karakter belirleniyor.
  2. Belirlenen karakterdeki bezelyelerden birinin erkek organlarını kesiyor ve diğer bezelye çiçeğinin polenlerini fırça yardımıyla toplayarak erkek organları kesilen çiçeğe temas ettiriyor ve tozlaşmasını sağlıyor.
  3. Elde edilen tohumları toprağa ekiyor ve aynı özelliği gösterenleri seçip işlemi tekrarlıyor. Sonuçta bütün bezelyeler aynı özellikte olduğunda bu özelliğe ait saf döl bezelye elde etmiş oluyor.( örneğin uzun boy özelliğinde tamamı uzun bezelye oluştuğunda saf döl uzun boylu bezelye elde etmiş oluyor.)
  4. Belirlenen özelliğin zıttını(kısa boy) da aynı işemlerden geçirerek o özelliğe ait saf döller elde ediyor.
  5. Belirlediği iki zıt özelliğin saf döllerini tozlaştırarak melez döller elde ediyor.( uzun boy ile kısa boy)
  6. Yaptığı çalışmaları olasılık hesaplamaları ile bilimsel hale getiriyor.

KALITIM İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

ALEL GEN

Dişi ve erkekten gelen kromozomların üzerinde karşılıklı olarak bulunan ve aynı karaktere etki eden gen çiftidir.

BASKIN(DOMİNANT) GEN

Etkisini canlının dış görünüşünde her zaman gösterebilen gendir. Büyük harflerle gösterilir. ( A , B, D, K…)

ÇEKİNİK(RESESİF) GEN

Etkisini canlının dış görünüşünde sadece baskın gen olmadığı zaman gösterebilen gendir. Küçük harflerle gösterilir. ( a, b, d, k…)

SAF DÖL(HOMOZİGOT)

Dişi ve erkekten gelen alel genlerin aynı olma durumudur. ( AA, bb, DD, kk…)

MELEZ DÖL(HETEROZİGOT)

Dişi ve erkekten gelen alel genlerin farklı olma durumudur. ( Aa, Bb, Dd, Kk…)

FENOTİP

Canlının dış görünüş özellikleridir. (Göz rengi, saç rengi, boy uzunluğu vb..)

GENOTİP

Canlının dış görünüşünü oluşturan kalıtsal özellikleridir. (Aa, DD, Kk vb.)

ÇAPRAZLAMA

Dişi ve erkek genotiplerinden oluşacak karakterlerin olasılığının hesaplanmasıdır.

BEZELYELERDE İNCELENEN KARAKTERLER

KARAKTERLERÇİÇEK RENGİÇİÇEK KONUMUBİTKİ BOYUTOHUM ŞEKLİTOHUM RENGİTOHUM ZARF RENGİTOHUM ZARF ŞEKLİ
BASKIN
MOR ÇİÇEK

ÇİÇEKLERİ YANDA

UZUN BOYLU

DÜZGÜN TOHUM

SARI TOHUM

YEŞİL TOHUM ZARFI

DÜZ TOHUM ZARFI
ÇEKİNİK
BEYAZ ÇİÇEK

ÇİÇEKLERİ UÇTA

KISA BOYLU

BURUŞUK TOHUM

YEŞİL TOHUM

SARI TOHUM ZARFI

BOĞUMLU TOHUM ZARFI

ÇAPRAZLAMALAR

KARAKTERLERÇİÇEK RENGİ
A-MOR
a-BEYAZ
ÇİÇEK KONUMU
B-ÇİÇEK YANDA
b-ÇİÇEK UÇTA
BİTKİ BOYU
K-UZUN
k-KISA
TOHUM ŞEKLİ
D-DÜZGÜN
d-BURUŞUK
TOHUM RENGİ
M-SARI
m-YEŞİL
TOHUM ZARF RENGİ
H-YEŞİL
h-SARI
TOHUM ZARF ŞEKLİ
R-DÜZ
r-BOĞUMLU
SAF DÖL BASKINAA

SAF DÖL MOR ÇİÇEK
BB

SAF DÖL ÇİÇEKLERİ YANDA
KK

SAF DÖL UZUN BOYLU
DD

SAF DÖL DÜZGÜN TOHUM
MM

SAF DÖL SARI TOHUM
HH

SAF DÖL YEŞİL TOHUM ZARFI
RR

SAF DÖL DÜZ TOHUM ZARFI
MELEZ DÖL BASKINAa

MELEZ DÖL MOR ÇİÇEK
Bb
MELEZ DÖL ÇİÇEKLERİ YANDA
Kk
MELEZ DÖL UZUN BOYLU
Dd
MELEZ DÖL DÜZGÜN TOHUM
Mm
MELEZ DÖL SARI TOHUM
Hh
MELEZ DÖL YEŞİL TOHUM ZARFI
Rr
MELEZ DÖL DÜZ TOHUM ZARFI
SAF DÖL ÇEKİNİKaa

SAF DÖL BEYAZ ÇİÇEK
bb

SAF DÖL ÇİÇEKLERİ UÇTA
kk

SAF DÖL KISA BOYLU
dd

SAF DÖL BURUŞUK TOHUM
mm

SAF DÖL YEŞİL TOHUM
hh

SAF DÖL SARI TOHUM ZARFI
rr

SAF DÖL BOĞUMLU TOHUM ZARFI

İNSANLARDA KALITSAL KARAKTERLER

KARAKTERLERSAÇ RENGİSAÇ ŞEKLİGÖZ RENGİKULAK MEMESİDUDAK ŞEKLİKİRPİK BOYUTEN RENGİ
BASKIN
KOYU

KIVIRCIK

KOYU

AYRIK
KALIN
UZUN

KOYU
ÇEKİNİK
SARI

DÜZ

RENKLİ

YAPIŞIK

İNCE

KISA

AÇIK

8.Sınıf 2.Ünite Kalıtım Konu Özeti



Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

8.SINIF 2. ÜNİTE DNA VE GENETİK KOD

DNA

8.Sınıf 2.Ünite DNA ve Genetik Kod Konu Özeti

DNA VE GENETİK KOD


KROMOZOM

DNA özel bir protein kılıf ile birleşerek kısalır , kalınlaşır ve Kromozom denilen yapıları meydana getirir.

DNA

Kromozomları oluşturan ve kalıtsal özelliklerin nesilden nesle aktarılmasını sağlayan yönetici moleküldür.

GEN

Bir görevi yerine getirmek için özelleşmiş DNA bölümleridir. Göz rengi, saç rengi, boy uzunluğu gibi özellikleri oluşturur.

NÜKLEOTİD

DNA’nın en küçük yapı birimidir.

NOT:

  • Kromozom sayısı aynı türün sağlıklı bireylerinde aynıdır.
  • Kromozom sayısı canlılar için ayırt edici bir özellik değildir. Farklı canlıların kromozom sayıları aynı olabilir.
  • Kromozom sayısı ile canlı gelişmişliği arasında bir ilgi yoktur.
  • Kromozom sayısının vücut büyüklüğü ile alakası yoktur.

NÜKLEOTİD

  • 4 çeşit nükleotid vardır. ADENİN,TİMİN,GUANİN,SİTOZİN
  • Canlılarda çeşitliliği sağlayan nükleotidlerin sayısında ve dizilişindeki farklılıktır.
  • Tüm canlılarda nükleotid çeşitleri aynıdır.

DNA’NIN YAPISI

  • DNA çift zincirli sarmal yapıdan oluşur.
  • En küçük yapı birimi nükleotidtir.
  • En küçük görev birimi gendir.
  • Adenin nükleotidi her zaman Timin nükleotidi ile eşleşir ve ikili Hidrojen bağı ile birbirine bağlanır.
  • Guanin nükleotidi her zaman Sitozin nükleotidi ile eşleşir ve üçlü Hidrojen bağı ile birbirine bağlanır.
  • DNA ‘da organik bazların toplam sayısı toplam nükleotid sayısına eşittir.
  • Fosfat sayısı şeker sayısına eşittir.

NOT:

DNA molekülünden bahsediliyorsa toplam nükleotid sayısı hesaba katılır. DNA’nın tek zincirinde diyorsa toplam nükleotid sayısının yarısı hesaba katılır.

  • ÖRNEK SORU:
  • 2000 Nükleotidten oluşan bir DNA modelinde 600 tane ADENİN nükleotid varsa kaç tane GUANİN nükleotid vardır?
  • CEVAP:
  • ADENİN=TİMİN
  • 600 ADENİN+600 TİMİN= 1200
  • 2000 nükleotidin 1200’ü A+T ise geriye kalan 800 nükleotid GUANİN+SİTOZİN olacağından sonuçta 400 GUANİN ve 400 SİTOZİN olacaktır.
  • GUANİN=400

  • ÖRNEK SORU:
  • DNA’nın tek zincirinde 500 ADENİN ve 300 TİMİN bulunmaktadır. DNA molekülünde toplam 2000 nükleotid olduğuna göre bu DNA’da kaç tane GUANİN vardır?
  • CEVAP:
  • Tek zincirde 500 ADENİN+ 300 TİMİN= 800 ise çift zincirde A+T sayısı=1600 olur. Toplam 2000 nükleotid olduğuna göre kalan 400 nükleotidin yarısı GUANİN yarısı SİTOZİNdir. GUANİN sayısı=200

DNA’NIN KENDİNİ EŞLEMESİ

  1. Organik bazlar arasındaki bağlar koparak çift zincir bir fermuar gibi açılır.
  2. Ayrılan zincirlerdeki nükleotidlerin karşısına sitoplazmadan gelen hazır nükleotidler uygun şekilde eşleşir.
  3. Bir zinciri eski diğer zinciri yeni olan iki DNA oluşur.
  4. Şekilde 1 ve 4. zincirler ile 2 ve 3. zincirler birbiriyle aynıdır. 1 ve 2 eski, 3 ve 4 yeni oluşan zincirlerdir.

NOT:

DNA kendini eşlemesi esnasında bazen hatalı durumlar oluşabilmektedir. Bu hatalardan bazıları düzeltilebilirken bazıları düzeltilememektedir.

8.Sınıf 2.Ünite DNA ve Genetik Kod Konu Özeti



Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA