Birden fazla maddenin rastgele oranlarda bir araya gelerek aralarında kimyasal bir etkileşim olmadan oluşturdukları saf olmayan maddelere KARIŞIM denir.
KARIŞIMLARIN ÖZELLİKLERİ
Saf madde değildir.
Elementlerin, bileşiklerin veya her ikisinin karışımından oluşabilir.
Karışımı oluşturan maddeler arasında belirli bir oran yoktur.
Karışımı oluşturan maddeler.
Fiziksel yöntemlerle kendini oluşturan maddelere ayrıştırılabilirler.
KARIŞIMLAR
HETEROJEN KARIŞIM
Her tarafında aynı özelliği göstermeyen karışımlardır.
su ve kum karışımı, şehriyeli pilav, salata, çamurlu su, su yağ karışımı, süt, tebeşir tozu ve su..vb
HOMOJEN KARIŞIM
Her tarafında aynı özelliği gösteren karışımlardır. Çözelti denir.
tuzlu su, şekerli su, hava, göz damlası, su alkol karışımı, maden suyu, madeni para vb.
ÇÖZELTİLER
çözelti=çözücü(miktarı fazla)+çözünen(miktarı az)
ÇÖZÜNME OLAYI NASIL GERÇEKLEŞİR?
Suya atılan tuz tanelerinin etrafını su molekülleri kaplar ve tuz taneciklerini birbirinden ayırarak homojen şekilde dağıtır. Çözünme olayı çözücü tanelerinin çözünen tanelerini sararak birbirinden uzaklaştırması ve çözücünün içinde homojen olarak dağıtması olayıdır.
Yer kürenin üzerinde bulunduğu bütün cisimlere uyguladığı kütle çekim kuvvetine YER ÇEKİMİ KUVVETİ denir. Ünlü bilim insanı Isaac Newton tarafından bulunmuştur. Newton bir elma ağacının altında otururken kafasına bir elma düşer ve yüksekten serbest bırakılan cisimlerin neden yere doğru hareket ettiği sorusunun cevabını bulmaya çalışır. Çalışmaları sonucunda Yer Çekimi Kuvvetini keşfeder.
Yer çekimi Dünya’nın her yerinde yerin merkezine doğrudur.
AĞIRLIK NEDİR?
Yüksekten serbest bırakılan bir cisim yere doğru hareket eder. Cismin yere doğru hareket etmesi cisim üzerine uygulanan net kuvvetin sıfırdan farklı olduğunu gösterir ve yönü yerin merkezine doğrudur. Bu kuvvet Yer çekimidir. Kütleye etki eden yer çekimi kuvvetine AĞIRLIKdenir. O halde ağırlık da bir kuvvettir. Kuvvete ait bütün özellikler ağırlık için de geçerlidir.
AĞIRLIK;
Bir kuvvettir.
Dinamometre ile ölçülür.
Birimi Newton’dur.
“G” ile gösterilir.
KÜTLE VE AĞIRLIK
Günlük hayatta genellikle karıştırılarak birbirlerinin yerine kullanılan bu iki kavram birbirleriyle ilişkili olsa da aynı nicelikler değildir. Kütle bir maddenin miktarını yani sahip olduğu tanecik sayısını ifade ederken Ağırlık ise kütleye etki eden yer çekimi kuvvetini ifade eder.
KÜTLE
AĞIRLIK
Bir cismin sahip olduğu madde miktarıdır.
Cisme etki eden yer çekimi kuvvetidir.
Eşit kollu terazi ile ölçülür.
Dinamometre ile ölçülür.
Birimi kilogram veya gramdır.(Kg, g)
Birimi Newton’dur.(N)
Büyüklüğü sabittir, ortama göre değişmez.
Büyüklüğü yer çekimine bağlıdır, ortama göre değişir.
Elimizde bir kavanoz dolusu misket olsun. Kavanozun içinde toplam 100 misket olduğunu düşünelim. Kavanozun kapağını kapatıp önce DÜNYA’ da ardından AY ‘ın yüzeyinde kavanozu Dinamometre ile ölçelim. Dünya ‘da 60N ölçüyorsak Ay’da 10 N ölçüm sonucu elde ederiz. Ay’da yer çekimi Dünya’daki çekimin 1/6’ine eşittir. Bu sebeple kavanozun ağırlığı Ay’da 1/6’e düşer. Fakat kavanozda hala 100 misket vardır ve bu sayı değişmemiştir. Bu örnekte misket sayısını kütleye benzetebiliriz. Nereye giderse gitsin üzerine misket eklenmedikçe veya çıkarılmadıkça değişmez. Fakat ağırlık yer çekimine bağlı olduğu için değişir.
100 adet misket
NOT: Uzay boşluğunda yer çekimi etkisi olmadığından ağırlık sıfırdır.
NOT: Kütlesi 1 kg olan cismin ağırlığı dinamometrede yaklaşık olarak 10 N ölçülür. (Dünya’da)
KÜTLE ÇEKİM KUVVETİ
1 KG’LIK CİSMİN FARKLI GEZEGENLERDEKİ AĞIRLIKLARI
Kütle çekim kuvveti cismin kütlesinin büyüklüğüne bağlıdır. Bu sebeple farklı gezegenlerde kütle çekim kuvveti de farklıdır. 1kg kütleli cisme farklı gezegenlerde farklı çekim kuvvetleri uygulandığı için ağırlığı da değişir. Gök cisminin kütlesi ne kadar fazla ise cisme uyguladığı çekim kuvveti de o kadar fazladır. Ay’ın çekim kuvveti Dünya’nın çekim kuvvetinin 1/6’sına eşittir. Dünyada ağırlığı 600 N olan bir cismin Ay’daki ağırlığı 100 N olur.
AĞIRLIK DÜNYA’DA NERELERDE DEĞİŞİR?
Dünya kendine özgü şeklinden dolayı ekvatorda şişkin ve kutuplarda basıktır. Bu durumda ekvator bölgeleri yerin merkezine daha uzakta iken kutuplar yerin merkezine daha yakındır. Yerin merkezine yaklaştıkça çekim kuvveti artar. Bu sebepten kutuplarda yerin merkezine daha yakın olacağımız için ekvatora göre ağırlığımız artar.
Yer kürenin yüzeyinden yükseklere doğru gidilirse yerin merkezinden uzaklaşmış oluruz. Bu durumda çekim kuvvetinin etkisi azalacağından ağırlığımız da azalır. Yer kürenin yüzeyini deniz seviyesi olarak esas alırsak deniz seviyesinden yükseklere doğru gidildikçe ağırlık azalır.
Aynı tür atom veya aynı tür moleküllerden oluşan, kendilerine has fiziksel ve kimyasal özellikleri olan maddelere SAF MADDE denir.
SAF MADDELERİN ÖZELLİKLERİ
Tek cins tanecikten oluşurlar.
Aynı şartlar altında birbirinden farklı özkütleye sahiptir.
Belirli erime ve kaynama noktaları vardır.
Her tarafında aynı özelliği gösterirler.
Fiziksel yöntemlerle daha basit maddelere ayrıştırılamazlar.
SAF MADDE
ELEMENT
Aynı tür atomların bir araya gelmesiyle oluşan saf maddelerdir.
Tek cins atom içerirler.
Altın, Demir, Bakır, Helyum gazı, Hidrojen gazı, Oksijen gazı vb.
Atomik yapılı ve Molekül yapılı element olmak üzere iki gruba ayrılır.
BİLEŞİK
İki ya da daha fazla elementin belirli oranda bir araya gelerek ve kendi özelliklerini kaybederek oluşturdukları saf maddelerdir.
Farklı tür atomlar içerirler.
Su, tuz, alkol, şeker, karbondioksit vb.
Moleküler yapılı ve moleküler yapıda olmayan bileşikler olmak üzere iki grupta incelenir.
ELEMENTLER
ATOMİK YAPILI ELEMENTLER
Atomlar arasında gruplaşma yoktur yani molekül oluşmamıştır.
Yığın halindedir.
Atomlar birbirinin aynısıdır.
Sembollerle gösterilir.Molekül içermediği için kaç atomdan oluştuğu belirtilmez.
Demir, Bakır, Alüminyum, Çinko, Altın, Gümüş vb.
ATOMİK YAPILI ELEMENTLER
MOLEKÜL YAPILI ELEMENTLER
Atomlar arasında gruplaşma vardır yani molekül oluşmuştur.
Belirli oranda bir araya gelen atom grupları vardır.
Atomlar birbirinin aynısıdır.
Sembolle gösterildiği gibi molekülde kaç atom olduğunu belirtmek için formüllerle de gösterilir.
Hidrojen gazı, Oksijen gazı, Azot gazı vb.
MOLEKÜL YAPILI ELEMENTLER
NOT:
Element sembolleri Dünya’nın her yerinde kabul görmüş genel sembollerdir. Hangi ülke olursa olsun semboller aynıdır.
Bir elementin sembolüne bakarak molekülünde kaç atom oluğunu anlayamayız. Bu sebeple atomik yapılı elementlerde formül yoktur. Moleküler yapılı elementler formül ile gösterilir. Örneğin; İki atomdan oluşan Hidrojen elementinin sembolü H formülü H2 ,Oksijen elementinin sembolü O formülü O2 , Azot elementinin sembolü N formülü N2‘dir.
Erkek üreme hücresi sperm ile dişi üreme hücresi yumurtanın birleşmesiyle yeni canlının oluşmasına EŞEYLİ ÜREME denir.
EŞEY(ÜREME) HÜCRELERİ SPERM VE YUMURTA NASIL OLUŞUR?
Üreme ana hücreleri mayoz bölünme geçirerek üreme hücrelerini oluşturur. Dişi bireyde yumurta ana hücrelerinden yumurta hücrelerinin oluşumu ve erkek bireyde sperm ana hücrelerinden sperm hücrelerinin oluşumu mayoz bölünme ile olur.
Peki tam olarak nedir bu üreme ana hücreleri? Sırayla inceleyelim.
Sperm ana hücrelerinden mayoz bölünme ile sperm hücreleri oluşur. Erkek birey ergenliğe ulaşmadan önce sperm ana hücreleri mitoz bölünme ile sayısını artırır. Sperm ana hücrelerinde mitoz ile çoğalma ergenlik sonrasında da devam eder. Böylelikle erkek bireyler sürekli sperm üretebilirler. Sperm ana hücrelerinin döllenme yeteneği yoktur. Bu sebeple mayoz bölünme geçirerek döllenme yeteneği olan sperm hücrelerini oluştururlar. Sperm hücreleri tekrar mayoz veya mitoz geçirmez.
Yumurta ana hücrelerinden mayoz bölünme ile yumurta hücreleri oluşur. Dişi bireylerde henüz anne karnındayken belirli sayıda yumurta ana hücresi oluşturulur ve ergenlik dönemini bekler. Dişi bireydeki yumurta ana hücreleri erkek bireyde olduğu gibi mitozla çoğalamaz. Ergenlik dönemine gelindiğinde döllenme yeteneği olmayan yumurta ana hücreleri mayoz bölünme geçirerek döllenme yeteneği olan yumurta hücrelerini oluşturur. Yumurta hücreleri yeniden mitoz veya mayoz geçirmez.
ÖZETLE ; Üreme ana hücreleri hem mitoz hem mayoz geçirebilirken üreme hücreleri mitoz veya mayoz geçiremez.
MAYOZ BÖLÜNMENİN ÖNEMİ
Canlılarda biyolojik çeşitliliği sağlar.
Tür içinde kromozom sayısının sabit kalmasını sağlar.
Mayoz bölünme ile yarıya inen kromozom sayısı döllenme ile yeniden eski haline gelir ve türün kromozom sayısı korunmuş olur.
Üreme hücrelerini oluşturarak neslin devam etmesini sağlar.
Döllenme ile birlikte tür içi çeşitliliğin oluşmasında etkilidir.
MAYOZ BÖLÜNMENİN ÖZELLİKLERİ
Üreme ana hücrelerinde görülür.(2n)
n kromozomlu 4 yavru hücre oluşur.
Oluşan hücreler kalıtsal olarak birbirinden ve ana hücreden farklıdır.
Erkeklerde sperm hücrelerinin oluşumunu ve dişilerde yumurta hücrelerinin oluşmasını sağlar.
Kromozom sayısı yarıya iner. Bu şekilde döllenmede yeniden iki katına çıkacağı için tür içinde kromozom sayısı sabit kalmış olur.
Eşeyli üremenin temelini oluşturur.
Homolog kromozomlar arasında parça değişimi olması genetik çeşitliliği sağlar.(krossing-over)
Mayoz 1 ve Mayoz 2 olmak üzere iki aşamada gerçekleşir.
Kromozom sayısı Mayoz 1 de yarıya iner.
Mayoz ergenlik döneminde başlar ve üreme dönemi boyunca devam eder.
Bir hücrenin belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra bölünerek yeni hücreler oluşturmasına HÜCRE BÖLÜNMESİ denir.
HÜCRE NEDEN BÖLÜNÜR?
Hücre belirli bir büyüklüğe ulaştığı zaman çekirdek çok fazla büyüyen sitoplazmayı yönetmekte zorlanır ve bölünme emri verir.
Hücre bölünmesinin amacı yeni hücreler meydana getirmek ve kalıtsal bilgiyi aktarmaktır.
HÜCRE BÖLÜNMESİ
MİTOZ BÖLÜNME
MAYOZ BÖLÜNME
A-MİTOZ BÖLÜNMENİN ÖNEMİ
1.BÜYÜME VE GELİŞME
Çok hücrelilerde büyüme ve gelişmeyi sağlar.
zigotun embriyo fetüs ve bebek haline gelmesi
bebeklikten yaşlılığa gelişim dönemleri
çimlenme
çimlenmiş bitkinin büyümesi
civcivin tavuk haline gelmesi
larvanın pupa ve ergin kelebeğe dönüşmesi
2.ONARIM/YENİLENME
Yaraların iyileşmesi ve yenilenmeyi sağlar.
yaraların iyileşmesi
kertenkelenin kopan kuyruğunun yeniden çıkması
denizyıldızında kopan parçanın yeniden oluşması
kırılan kemiklerin zamanla iyileşmesi
3.ÜREME
Tek hücrelilerde çoğalmayı sağlar.
Bakterinin bölünmesi
Hidranın tomurcuklanması
çilek bitkisinin kökünden yeni bitki oluşması
kesilen denizyıldızından iki denizyıldızı oluşması
üçe bölünen planaryadan üç yeni planarya oluşması
maya hücrelerinin tomurcuklanması
MİTOZ BÖLÜNMENİN ÖZELLİKLERİ
Vücut hücrelerinde ve üreme ana hücrelerinin oluşumunda görülür.
Bir hücreden iki yavru hücre meydana gelir.
Oluşan yavru hücreler birbiriyle ve ana hücreyle kalıtsal olarak aynıdır.
Kromozom sayısı değişmez.
Farklılaşma olmadığı için genetik çeşitliliğe katkısı yoktur.
Yeni oluşan hücrelerde organel sayısı farklı olabilir fakat organel çeşitliliği aynıdır.
Mitoz zigotla başlar ve canlının yaşamının sonuna kadar devam eder.
2n kromozomlu(diploid) hücreden 2n kromozomlu hücreler oluşur.
MİTOZ BÖLÜNMENİN EVRELERİ
HAZIRLIK EVRESİ
ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ
SİTOPLAZMA BÖLÜNMESİ
HAZIRLIK EVRESİ
DNA eşlenir ve sayısını iki katına çıkarır.
Hücre bölünme için gerekli hazırlıkları tamamlar
1.EVRE
Çekirdek zarı ile çekirdekçik eriyerek kaybolur.
Kromatin iplik halindeki DNA özel proteinlere sarılarak kısalıp kalınlaşır ve kromozomları oluşturur. Her kromozom iki “kromatid”ten oluşur. Bunlara kardeş kromatid denir.Kardeş kromatidler birbirinin aynısıdır ve sentromer(orta bölüm) kısmından birbirlerine bağlanarak kromozomu oluştururlar.
Kromozomların en net görüldüğü ve sayılabildiği evre bu evredir.
3.EVRE
İğ iplikleri kısalarak kardeş kromatidleri sentromerlerinden ayırır ve zıt kutuplara doğru çeker.
Zıt kutuplara hareket eden kardeş kromatidler birbirinden ayrılır.
4.EVRE
Hücrenin zıt kutuplarındaki kromozomların etrafında yeniden çekirdek zarı ve çekirdekçik oluşur.
Kromozomlar yeniden kromatin iplik haline dönüşür.
İğ iplikleri kaybolur ve çekirdek bölünmesi tamamlanmış olur.
SİTOPLAZMA BÖLÜNMESİ(SİTOKİNEZ)
Hayvan hücrelerindeki sitoplazma bölünmesi sırasında, hücre düzleminin ortasına yakın kısımlarında derin olmayan bir oluk oluşmaya başlar. Bu olaya boğumlanma denir.
Bölünme sonucu oluşan hücrelerin her biri kendine ait çekirdek, sitoplazma ve organeller bulundurur.
NOT: Bitkilerde hücre zarının üzerinde hücre çeperi bulunduğu için sitoplazma boğumlanmaz. Ara lamel oluşumu ile sitokinez gerçekleşir.
KANSER NEDİR?
Hücrelerin kontrolsüz ve çok hızlı şekilde art arda mitoz geçirmesi ile kanser oluşur. Kanser hücrelerinin hızlı şekilde çoğlamasıyla oluşan çıkıntılara tümör denir.
Canlılarda canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine HÜCRE denir. Tüm canlılar beslenme, solunum, üreme gibi ortak özelliklere sahiptir. Bu ortak özelliklerden birisi de hücresel yapıda olmadır.
Doğada bulunan canlılar tek hücreli veya çok hücreli olabilirler. Tek hücreli canlılarda bütün yaşamsal olaylar bir hücrede meydana gelirken, çok hücreli canlılarda hücreler belli görevleri gerçekleştirmek üzere özelleşmiş ve gruplaşmıştır.
HÜCRENİN TEMEL KISIMLARI
Hücre
Hücre üç temel kısımdan oluşur.
Bunlar dıştan içe doğru ;
HÜCRE ZARI
SİTOPLAZMA
ÇEKİRDEK
HÜCRE ZARININ YAPISI VE GÖREVLERİ
HÜCRE ZARI
Hücreyi dış etkilerden korur ve ona şekil verir.
Canlı, saydam, esnek ve akışkan yapıdadır.
Zamanla büyüyebilir ve kendini onarabilir.
Seçici geçirgen yapıdadır. Her maddeyi almaz.
Madde geçişine izin veren por adı verilen gözenekler bulunur.
Sitoplazmanın dağılmasını önler.
Hücrede biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
HÜCRE ÇEPERİNİN YAPISI VE GÖREVLERİ
Hücre zarının dışını çevreleyen sert, cansız ve esnek bir yapıdır.
Hücreye dayanıklılık sağlar ve dış etkilere karşı korur.
Sadece bitki hücrelerinde bulunur.
Tam geçirgendir.
Hücrenin temel kısımlarından biri değildir.
SİTOPLAZMANIN YAPISI VE ORGANELLER
SİTOPLAZMA
Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran, yumurta akı kıvamında yarı akışkan sıvıya sitoplazma denir.
Yapısı büyük oranda sudan oluşur.
Hücredeki yaşamsal faaliyetler burada gerçekleşir.
Sitoplazmada yaşamsal faaliyetlerin gerçekleştiği yapılara ORGANEL adı verilir.
ORGANELLER VE GÖREVLERİ
Ribozom
RİBOZOM
Bütün hücrelerde bulunan en küçük organeldir.
Protein üretiminde (sentezinde) görevlidir.
Genç hücrelerde sayısı fazladır.
MİTOKONDRİ
Hücre için gerekli olan enerjiyi üretir.
Enerji ihtiyacı fazla olan kas vb. hücrelerde mitokondri sayısı fazladır.
Besinleri oksijenle yakarak enerji elde eder.
Mitokondri
Endoplazmik Retikulum
ENDOPLAZMİK RETİKULUM
Hücre zarını çekirdeğe bağlayan kanallar sistemidir.
Sitoplazma içerisinde madde iletilmesini ve taşınmasını sağlar.
GOLGİ CİSİMCİĞİ
Hücre içinde salgı üretilmesi ve paketlenmesinden sorumludur.
Salgı yapan ter bezi hücreleri, tükürük bezi hücreleri gibi hücrelerde sayıca fazladır.
Golgi
KOFUL
KOFUL
Hücre içinde atık madde, besin ve su depolar.
Bitki hücrelerinde büyük ve az sayıda, hayvan hücrelerinde küçük ve çok sayıdadır.
LİZOZOM
Hücre içi sindirimde görevlidir.
Yaşlanmış organelleri parçalar.
Hücrenin dışarıdan gelen virüs, bakteri veya zehirli maddelere karşı savunmasında rol alır.
Lizozom
Sentrozom
SENTROZOM
Hayvan hücrelerinde bulunur. Bitki hücrelerinde bulunmaz.
Hücre bölünmesinde görev alır.
KLOROPLAST
Bitki hücrelerinde bulunur, hayvan hücrelerinde bulunmaz.
Karbondioksit, su ve ışık enerjisini kullanarak fotosentez yapar.
Kloroplast
NOT: Bitki hücrelerinde kloroplast, kromoplast ve lökoplast olmak üzere üç çeşit plastid vardır. Kromoplast sarı kırmızı ve turuncu renk verir. kök, meyve, çiçek vb. kısımlarda bulunur. Lökoplast renksizdir. Kök, yumru ve tohum gibi kısımlarda nişasta, yağ ve protein depolar.
HÜCRE ÇEKİRDEĞİ
Hücrede meydana gelen tüm yaşamsal faaliyetlerin yönetim merkezidir.
Organellerin uyum içerisinde çalışmasını yönetir.
Canlıya ait kalıtsal özelliklerin nesilden nesle aktarılmasını sağlayan kalıtım maddesi çekirdekte yer alır.
KALITIM MATERYALİ “DNA”
Hücrede yaşamsal faaliyetleri yöneten, aynı zamanda kalıtsal özellikleri nesilden nesle aktaran ipliksi yapıdaki yönetici molekül DNA’dır.DNA gelişmiş yapılı hücrelerde çekirdekte bulunur.
DNA
DNA
DNA
kromozomDNAGEN
KROMOZOM
Hücre bölünmesi sırasında DNA özel proteinlere sarılarak kısalıp kalınlaşır ve kromozomları oluşturur.
Bakteri vb. ilkel yapılı canlılarda hücrede çekirdek yoktur. Bu canlılara prokaryot canlılar denir. Prokaryot canlılarda DNA sitoplazmaya dağılmış haldedir. Çekirdeğe sahip hücrelere ökaryot hücre denir.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HÜCRE
Bilim insanları yıllar boyunca hücre ile ilgili çalışmalar yaptılar, çalışmalarını birbirleriyle paylaştılar ve hücre ile ilgili bilinenler her geçen gün arttı. Hücre ve mikroskop alanlarında kilometre taşı sayılan çalışmalar kronolojik sırasıyla şu şekildedir:
1590 Zacharias Janssen Janssen, mercek düzeneklerinden meydana gelen ilk mikroskobu icat etti. 1665 Robert Hooke Hooke, mikroskop altında incelediği şişe mantarı kesitindeki gözeneklere “hücre” ismini verdi. 1674 Antonie van Leeuwenhoek Leeuwenhoek, havuz suyundan aldığı örneği inceleyerek canlı hücre gözlemleyen ilk bilim insanı oldu. 1831 Robert Brown Brown, hücrenin keşfinden yaklaşık 200 yıl sonra hücre çekirdeğini keşfetti. 1838 1839 Matthias Schleiden & Theodor Schwann Bitkilerin ve hayvanların hücrelerden oluştuğunu savunan Schleiden ve Schwann, hücre teorisinin temelini oluşturan;
Bütün canlı organizmalar bir veya daha fazla hücreden oluşur.
Hücreler canlıların en küçük yapı taşıdır. görüşlerini ortaya koydular. 1855 Rudolf Virchow Virchow, mikroskop altında hücre bölünmesini gözlemleyerek hücre teorisine;
Bütün hücreler var olan hücrelerden oluşur. maddesini ekledi. 1800’lü yılların ortalarına doğru bir grup bilim insanı, yapılan tüm çalışmalar sonucunda günümüzde hücre teorisi olarak bilinen teoriyi ortaya attılar. Hücre teorisine göre,
sinir hücresi
kas hücresi
amip
Bütün canlılar bir ya da daha fazla hücreden oluşmuştur.
Hücre, canlılık özelliklerini gösteren en küçük yapı birimidir.
Yeni hücreler, var olan hücrelerin bölünmesi ile oluşur.
mikroskop
BİTKİ HÜCRESİ İLE HAYVAN HÜCRESİ ARASINDAKİ FARKLAR
HAYVAN HÜCRESİ
Hücre duvarı yoktur.
Kofullar küçüktür ve sayıları fazladır.
Kloroplast yoktur.
Şekli yuvarlaktır.
Hücre bölünmesinden sorumlu sentriyoller bulunur.
BİTKİ HÜCRESİ
Hücre duvarı vardır.
Kofullar büyüktür ve sayıları azdır.
Kloroplast vardır.
Şekli köşelidir.
Sentriyol bulunmaz.Bölünme sitoplazmadaki özel yapılar ile sağlanır.
HÜCREDEN ORGANİZMAYA
AKCİĞER HÜCRESİ
AKCİĞER DOKU
AKCİĞER
SOLUNUM SİSTEMİ
ORGANİZMA
HÜCRE–> DOKU–> ORGAN–> SİSTEM–> ORGANİZMA
Benzer yapı ve görevdeki hücreler bir araya gelerek dokuları, benzer yapı ve görevdeki dokular birleşerek organları, organlar uyum içinde çalışarak sistemleri ve sistemler organizmayı oluşturur.