8.SINIF 1.ÜNİTE MEVSİMLERİN OLUŞUMU

Fen Bilimleri 8.Sınıf 1.Ünite Mevsimlerin Oluşumu Konu Özeti

8.Sınıf 1.Ünite Mevsimlerin Oluşumu Konu Özeti

MEVSİMLERİN OLUŞUMU

MEVSİMLER NASIL OLUŞUR?

Mevsimlerin oluşumunda 2 temel olay etkilidir.

  1. Dünya’nın Güneş etrafında dolanma hareketi yapması
  2. Dünya’nın ekseninin 23 derece 27 dakika eğik olması

NOT !

Mevsimlerin oluşumunda Dünya’nın Güneş’e yaklaşması veya uzaklaşmasının etkili olduğu düşünülür. Bilinenin aksine Dünya’nın Güneş’e en yakın olduğu Ocak ayında kuzey yarım kürede kış yaşanırken, en uzak olduğu Temmuz ayında yaz mevsimi yaşanmaktadır. Bu durumda Güneş’e olan mesafenin mevsimlerin oluşumunda etkili olmadığını net bir şekilde görmekteyiz.

1-DÜNYA’NIN GÜNEŞ ETRAFINDA DOLANMA HAREKETİ

Dünya Güneş etrafında belirli bir yörüngede dolanır. Bu yörünge de dolanırken sürekli konumu değişir. Güneş ışığının Dünya üzerinde dik olarak geldiği bölgeler bu şekilde değişiklik göstermiş olur. Eğer Dünya dolanma hareketi yapmamış olsaydı Güneş ışınları hep aynı bölgeye dik olarak gelecek ve o bölgede hep aynı mevsim yaşanmış olacaktı.

2-DÜNYA’NIN EKSEN EĞİKLİĞİ

Resim 1

Dünya’nın ekseni 230 27” (23 derece 27 dakika) eğiktir. Bu eğiklikten dolayı Güneş etrafında dolanırken Güneş ışınlarının dik geldiği bölgeler sürekli değişiklik gösterir. Dünya Kuzey ve Güney yarım küre olmak üzere iki yarım küreden oluşur. Dünya Resim 1’deki konumdayken Güneş ışınları Güney yarım küreye dik gelir. Resim 2′ deki konuma geldiğinde ise Güneş ışınları Kuzey yarım küreye dik gelir. Eksen eğikliği olmasaydı bütün konumlarda Güneş ışınları Kuzey ve Güney yarım küreye eşit şekilde dağılırdı. Bu da Dünya’nın her yerinde değişmeyen tek mevsim yaşanmasına neden olurdu.

Resim 2
EKSEN EĞİKLİĞİ
EKSEN EĞİK OLMASAYDI
EKSEN EĞİKLİĞİ OLMASAYDI
  • Dünya’nın her yerinde yıl boyunca gece ve gündüz süresi eşit olurdu.
  • Güneş ışınları yıl boyunca Ekvator’a dik gelirdi, geriye kalan bölgelerde yıl boyu hep aynı açıyla ışınları alırdı.
  • Birim yüzeye düşen ortalama enerji aynı bölgede yıl boyunca aynı olurdu.
  • Güneş’in yıl boyunca doğduğu yer ve battığı yer değişmezdi.
  • Dünya’nın her yerinde değişmeyen sabit mevsim oluşurdu.
  • Dünya’nın her yerinde aynı konumda yıl boyunca öğle vakti gölge boyu değişmezdi.
  • Kutup noktalarında gece ve gündüz süresi Dünya’nın diğer bölgeleri ile eşit olurdu.

DÜNYANIN EKSEN EĞİKLİĞİ – Döndü Topkaya

21 HAZİRAN

  • Güneş ışınları Kuzey Yarım Küre’ de YENGEÇ DÖNENCESİ’ ne dik olarak gelir. Güneş ışınlarının öğle vakti dik olarak geldiği enleme Yengeç Dönencesi denir.
  • Kuzey Yarım Kürede Yaz , Güney Yarım Kürede Kış başlangıcıdır.
  • Kuzey Yarım Kürede en uzun gündüz yaşanır ve bu tarihten sonra gündüz süreleri kısalmaya başlar.
  • Güney Yarım Kürede en uzun gece yaşanır ve bu tarihten sonra geceler kısalmaya başlar.
  • Dünya üzerinde herhangi bir noktadan Kuzeye doğru gidildikçe gündüz süresi uzar.
Fen Bilimleri 8.Sınıf 1.Ünite Konu Özeti

8.SINIF FEN BİLİMLERİ MEVSİMLER KONU ÖZETİ

21 ARALIK

  • Güneş ışınları Güney Yarım Küre’ye dik gelir.
  • Güney Yarım Küre’de öğle vakti Güneş ışınlarının dik olarak geldiği enleme OĞLAK DÖNENCESİ denir.
  • Bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre’de Yaz, Kuzey Yarım Küre’de Kış yaşanır.
  • Güney Yarım Küre’de en uzun gündüz , Kuzey Yarım Küre’de en uzun gece yaşanır. Bu tarihten itibaren Kuzey Yarım Küre’de geceler, Güney Yarım Küre’de gündüzler kısalmaya başlar.
  • Bu tarihte Dünyanın herhangi bir yerinden Güneye doğru gidildikçe gündüzler uzar.

21 MART

  • Güneş ışınları öğle vakti EKVATOR’ a dik gelir.
  • Dünyanın her yerinde gece-gündüz eşitliği ( EKİNOKS) yaşanır.
  • Bu tarihten itibaren Kuzey Yarım Küre’ de İlkbahar, Güney Yarım Küre’de Sonbahar yaşanır.
  • Kuzey Kutup Noktasında 6 aylık gündüz , Güney Kutup Noktasında 6 aylık gece başlar.
8.Sınıf 1.Ünite Mevsimler ve İklim Konu Özeti
21 MART

8.SINIF FEN BİLİMLERİ MEVSİMLER

23 EYLÜL

  • Güneş ışınları öğle vakti EKVATOR’ a dik gelir.
  • Dünyanın her yerinde gece-gündüz eşitliği ( EKİNOKS) yaşanır.
  • Bu tarihten itibaren Kuzey Yarım Küre’ de Sonbahar, Güney Yarım Küre’de İlkbahar yaşanır.
  • Güney Kutup Noktasında 6 aylık gündüz , Kuzey Kutup Noktasında 6 aylık gece başlar.

MEVSİMLERİN OLUŞUMU

NOT !

Ekvator  Güneş ışınlarını yılda iki kez tam dik açı ile alır. (21 Mart ve 23 Eylül). Diğer günlerde ise dike yakın açı ile alır. Buna rağmen üzerinde gece ve gündüz süreleri her gün eşittir. Ekvator üzerindeki yerlerde yıl boyunca gece ve gündüz süreleri eşittir.

Işınların bir yüzeye dik olarak gelmesi birim yüzeye düşen ışın miktarının fazla olmasına sebep olur. Dünya yüzeyinde ışınların dik geldiği bölgede birim yüzeye düşen ışın miktarı fazla olur ve yaz mevsimi yaşanır.

21 HAZİRAN
  • Güneş ışınları Yengeç dönencesine dik açı ile gelir.
  • Aydınlanma çemberi Güney kutup dairesini teğet geçer.
  • Kuzey kutup noktasında gündüz, Güney kutup noktasında gece yaşanmaktadır.
21 ARALIK
  • Güneş ışınları Oğlak dönencesine dik açı ile gelir.
  • Aydınlanma çemberi Kuzey kutup dairesini teğet geçer.
  • Kuzey kutup noktasında gece, Güney kutup noktasında gündüz yaşanmaktadır.
21 MART-23 EYLÜL
  • Güneş ışınları Ekvatora dik açı ile gelir.
  • Dünya’nın her yerinde gece ve gündüz eşitliği oluşur.(Ekinoks)
  • Aydınlanma çemberi Kuzey ve Güney kutup noktalarını teğet geçer.
  • 21 MART Kuzey kutup noktasında 6 aylık gündüzün Güney kutup noktasında 6 aylık gecenin başlangıç tarihidir.
  • 23 EYLÜL Kuzey kutup noktasında 6 aylık gecenin Güney kutup noktasında 6 aylık gündüzün başlangıç tarihidir.

8.Sınıf 1.Ünite Mevsimlerin Oluşumu Konu Özeti

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA                                                                                                                                      Fen Bilimleri Öğretmeni

Fenozom’u Takip Edin!

Fenozom’u takip edin!

7.SINIF 2.ÜNİTE MAYOZ BÖLÜNME

7.Sınıf 2.Ünite Mayoz Bölünme Konu Özeti

7.Sınıf 2.Ünite Mayoz Bölünme Konu Özeti

MAYOZ BÖLÜNME

EŞEYLİ ÜREME NEDİR?

Erkek üreme hücresi sperm ile dişi üreme hücresi yumurtanın birleşmesiyle yeni canlının oluşmasına EŞEYLİ ÜREME denir.

EŞEY(ÜREME) HÜCRELERİ SPERM VE YUMURTA NASIL OLUŞUR?

Üreme ana hücreleri mayoz bölünme geçirerek üreme hücrelerini oluşturur. Dişi bireyde yumurta ana hücrelerinden yumurta hücrelerinin oluşumu ve erkek bireyde sperm ana hücrelerinden sperm hücrelerinin oluşumu mayoz bölünme ile olur.

Peki tam olarak nedir bu üreme ana hücreleri? Sırayla inceleyelim.

  • Sperm ana hücrelerinden mayoz bölünme ile sperm hücreleri oluşur. Erkek birey ergenliğe ulaşmadan önce sperm ana hücreleri mitoz bölünme ile sayısını artırır. Sperm ana hücrelerinde mitoz ile çoğalma ergenlik sonrasında da devam eder. Böylelikle erkek bireyler sürekli sperm üretebilirler. Sperm ana hücrelerinin döllenme yeteneği yoktur. Bu sebeple mayoz bölünme geçirerek döllenme yeteneği olan sperm hücrelerini oluştururlar. Sperm hücreleri tekrar mayoz veya mitoz geçirmez.
  • Yumurta ana hücrelerinden mayoz bölünme ile yumurta hücreleri oluşur. Dişi bireylerde henüz anne karnındayken belirli sayıda yumurta ana hücresi oluşturulur ve ergenlik dönemini bekler. Dişi bireydeki yumurta ana hücreleri erkek bireyde olduğu gibi mitozla çoğalamaz. Ergenlik dönemine gelindiğinde döllenme yeteneği olmayan yumurta ana hücreleri mayoz bölünme geçirerek döllenme yeteneği olan yumurta hücrelerini oluşturur. Yumurta hücreleri yeniden mitoz veya mayoz geçirmez.
  • ÖZETLE ; Üreme ana hücreleri hem mitoz hem mayoz geçirebilirken üreme hücreleri mitoz veya mayoz geçiremez.

MAYOZ BÖLÜNMENİN ÖNEMİ

  • Canlılarda biyolojik çeşitliliği sağlar.
  • Tür içinde kromozom sayısının sabit kalmasını sağlar.
  • Mayoz bölünme ile yarıya inen kromozom sayısı döllenme ile yeniden eski haline gelir ve türün kromozom sayısı korunmuş olur.
  • Üreme hücrelerini oluşturarak neslin devam etmesini sağlar.
  • Döllenme ile birlikte tür içi çeşitliliğin oluşmasında etkilidir.

MAYOZ BÖLÜNMENİN ÖZELLİKLERİ

  • Üreme ana hücrelerinde görülür.(2n)
  • n kromozomlu 4 yavru hücre oluşur.
  • Oluşan hücreler kalıtsal olarak birbirinden ve ana hücreden farklıdır.
  • Erkeklerde sperm hücrelerinin oluşumunu ve dişilerde yumurta hücrelerinin oluşmasını sağlar.
  • Kromozom sayısı yarıya iner. Bu şekilde döllenmede yeniden iki katına çıkacağı için tür içinde kromozom sayısı sabit kalmış olur.
  • Eşeyli üremenin temelini oluşturur.
  • Homolog kromozomlar arasında parça değişimi olması genetik çeşitliliği sağlar.(krossing-over)
  • Mayoz 1 ve Mayoz 2 olmak üzere iki aşamada gerçekleşir.
  • Kromozom sayısı Mayoz 1 de yarıya iner.
  • Mayoz ergenlik döneminde başlar ve üreme dönemi boyunca devam eder.
döllenme
sperm
yumurta

MAYOZ BÖLÜNMENİN EVRELERİ

  • HAZIRLIK
  • Mayoz bölünme öncesinde DNA kendini eşler.
  • Hücre bölünmek için hazırlık yapar.
  • MAYOZ 1
  • Kromatin iplikler kısalıp kalınlaşarak kromozomları oluşturur.(2n=6)
  • Biri anneden diğeri babadan gelen homolog kromozom çiftleri karşılıklı yer alır.
  • Çekirdek zarı ve çekirdekçik kaybolur.
  • Homolog kromozomların birbirlerine sarılma noktalarından parça alışverişi yapılır. Bu olaya parça değişimi(krossing-over) denir.
  • Homolog kromozomlar karşılıklı olacak şekilde kromozomlar ekvatoral düzlemde dizilirler.
  • Homolog kromozomlar zıt kutuplara doğru çekilerek birbirinden ayrılır.
  • Bu bölümde ayrılan homolog kromozom çiftleridir. Kardeş kromatidler hala sentromer noktalarından birbirine bağlıdır ve ayrılmamıştır.
  • Homolog kromozomların ayrılmasıyla bu evrede kromozom sayısı yarıya iner.
  • Sitoplazma bölünmesinin tamamlanmasıyla Mayoz 1 sona erer ve kromozom sayısı ana hücrenin yarısı kadar olan iki yeni hücre oluşur.
  • MAYOZ 2
  • Kromozomlar yeniden belirginleşir.
  • Hücrenin ekvatoral kısmında dizilirler.
  • İğ ipliklerinin kısalmasıyla kardeş kromatidler zıt kutuplara çekilerek birbirinden ayrılır.
  • Bu evre Mitoz bölünmeye benzer ve kromozom sayısı değişmez.
  • Sitoplazma bölünmesinin tamamlanmasıyla birbirlerinden farklı ve ana hücrenin yarısı kadar kromozoma sahip 4 yeni hücre oluşur.(n=3)
  • Eriyen çekirdek zarı ve çekirdekçik yeniden oluşur.
  • Kromozomlar kromatin ağ haline geri döner.

MİTOZ

  • Vücut hücrelerinde görülür.
  • Kromozom sayısı değişmez.
  • Oluşan hücreler genetik yönden aynıdır.
  • 2 yeni hücre oluşur.
  • Büyüme , gelişme , onarım ve eşeysiz üremeyi sağlar.
  • Zigotla başlar, canlı yaşamının sonuna kadar devam eder.
  • Çeşitliliğe katkısı yoktur.

MAYOZ

  • Üreme ana hücrelerinde görülür.
  • Kromozom sayısı yarıya iner.
  • Oluşan hücreler genetik yönden farklıdır.
  • 4 yeni hücre oluşur.
  • Eşeyli üremeyi sağlar.
  • Ergenlik ile başlar, üreme dönemi boyunca devam eder.
  • Döllenme ile birlikte genetik çeşitliliği sağlar.

7.Sınıf 2.Ünite Mayoz Bölünme Konu Özeti

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

Fenozom’u Takip Edin!

Fenozom’u takip edin!

7.SINIF 2.ÜNİTE HÜCRE BÖLÜNMESİ

7.Sınıf 2.Ünite Mitoz Bölünme Konu Özeti

7.Sınıf 2.Ünite Mitoz Bölünme Konu Özeti

HÜCRE BÖLÜNMESİ

HÜCRE BÖLÜNMESİ NEDİR?

Bir hücrenin belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra bölünerek yeni hücreler oluşturmasına HÜCRE BÖLÜNMESİ denir.

HÜCRE NEDEN BÖLÜNÜR?

  • Hücre belirli bir büyüklüğe ulaştığı zaman çekirdek çok fazla büyüyen sitoplazmayı yönetmekte zorlanır ve bölünme emri verir.
  • Hücre bölünmesinin amacı yeni hücreler meydana getirmek ve kalıtsal bilgiyi aktarmaktır.

HÜCRE BÖLÜNMESİ


MİTOZ BÖLÜNME

MAYOZ BÖLÜNME

A-MİTOZ BÖLÜNMENİN ÖNEMİ

1.BÜYÜME VE GELİŞME

Çok hücrelilerde büyüme ve gelişmeyi sağlar.

2.ONARIM/YENİLENME

Yaraların iyileşmesi ve yenilenmeyi sağlar.

3.ÜREME

Tek hücrelilerde çoğalmayı sağlar.


MİTOZ BÖLÜNMENİN ÖZELLİKLERİ

  • Vücut hücrelerinde ve üreme ana hücrelerinin oluşumunda görülür.
  • Bir hücreden iki yavru hücre meydana gelir.
  • Oluşan yavru hücreler birbiriyle ve ana hücreyle kalıtsal olarak aynıdır.
  • Kromozom sayısı değişmez.
  • Farklılaşma olmadığı için genetik çeşitliliğe katkısı yoktur.
  • Yeni oluşan hücrelerde organel sayısı farklı olabilir fakat organel çeşitliliği aynıdır.
  • Mitoz zigotla başlar ve canlının yaşamının sonuna kadar devam eder.
  • 2n kromozomlu(diploid) hücreden 2n kromozomlu hücreler oluşur.

MİTOZ BÖLÜNMENİN EVRELERİ

  1. HAZIRLIK EVRESİ
  2. ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ
  3. SİTOPLAZMA BÖLÜNMESİ

  • HAZIRLIK EVRESİ
  • DNA eşlenir ve sayısını iki katına çıkarır.
  • Hücre bölünme için gerekli hazırlıkları tamamlar
  • 1.EVRE
  • Çekirdek zarı ile çekirdekçik eriyerek kaybolur.
  • Kromatin iplik halindeki DNA özel proteinlere sarılarak kısalıp kalınlaşır ve kromozomları oluşturur. Her kromozom iki “kromatid”ten oluşur. Bunlara kardeş kromatid denir.Kardeş kromatidler birbirinin aynısıdır ve sentromer(orta bölüm) kısmından birbirlerine bağlanarak kromozomu oluştururlar.
  • Eşlenen sentriyoller iğ ipliklerini oluşturur.
  • İğ iplikleri kromozomlara sentromer bölümlerinden bağlanır.
kromozom/ kardeş kromatidler
  • 2.EVRE
  • Kromozomlar hücrenin ekvatoral düzelminde sıralanır.
  • Kromozomların en net görüldüğü ve sayılabildiği evre bu evredir.
  • 3.EVRE
  • İğ iplikleri kısalarak kardeş kromatidleri sentromerlerinden ayırır ve zıt kutuplara doğru çeker.
  • Zıt kutuplara hareket eden kardeş kromatidler birbirinden ayrılır.
  • 4.EVRE
  • Hücrenin zıt kutuplarındaki kromozomların etrafında yeniden çekirdek zarı ve çekirdekçik oluşur.
  • Kromozomlar yeniden kromatin iplik haline dönüşür.
  • İğ iplikleri kaybolur ve çekirdek bölünmesi tamamlanmış olur.
  • SİTOPLAZMA BÖLÜNMESİ(SİTOKİNEZ)
  • Hayvan hücrelerindeki sitoplazma bölünmesi sırasında, hücre düzleminin ortasına yakın kısımlarında derin olmayan bir oluk oluşmaya başlar. Bu olaya boğumlanma denir.
  • Bölünme sonucu oluşan hücrelerin her biri kendine ait çekirdek, sitoplazma ve organeller bulundurur.
MİTOZ BÖLÜNME – Döndü Topkaya
7.Sınıf 2.Ünite Mitoz Bölünme Konu Özeti
orta lamel

NOT: Bitkilerde hücre zarının üzerinde hücre çeperi bulunduğu için sitoplazma boğumlanmaz. Ara lamel oluşumu ile sitokinez gerçekleşir.

KANSER NEDİR?

Hücrelerin kontrolsüz ve çok hızlı şekilde art arda mitoz geçirmesi ile kanser oluşur. Kanser hücrelerinin hızlı şekilde çoğlamasıyla oluşan çıkıntılara tümör denir.


7.Sınıf 2.Ünite Mitoz Bölünme Konu Özeti

Fenozom’u takip edin!

Fenozom’u Takip Edin!

7.SINIF 2.ÜNİTE HÜCRE

hayvan hücresi

7.Sınıf Fen Bilimleri 2.Ünite Hücre Konu Özeti

HÜCRE

HÜCRE NEDİR?

Canlılarda canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine HÜCRE denir. Tüm canlılar beslenme, solunum, üreme gibi ortak özelliklere sahiptir. Bu ortak özelliklerden birisi de hücresel yapıda olmadır.

Doğada bulunan canlılar tek hücreli veya çok hücreli olabilirler. Tek hücreli canlılarda bütün yaşamsal olaylar bir hücrede meydana gelirken, çok hücreli canlılarda hücreler belli görevleri gerçekleştirmek üzere özelleşmiş ve gruplaşmıştır.

HÜCRENİN TEMEL KISIMLARI

Hücre

Hücre üç temel kısımdan oluşur.

Bunlar dıştan içe doğru ;

  1. HÜCRE ZARI
  2. SİTOPLAZMA
  3. ÇEKİRDEK

HÜCRE ZARININ YAPISI VE GÖREVLERİ

HÜCRE ZARI
  • Hücreyi dış etkilerden korur ve ona şekil verir.
  • Canlı, saydam, esnek ve akışkan yapıdadır.
  • Zamanla büyüyebilir ve kendini onarabilir.
  • Seçici geçirgen yapıdadır. Her maddeyi almaz.
  • Madde geçişine izin veren por adı verilen gözenekler bulunur.
  • Sitoplazmanın dağılmasını önler.
  • Hücrede biriken zararlı maddelerin atılmasını sağlar.
  • HÜCRE ÇEPERİNİN YAPISI VE GÖREVLERİ
  • Hücre zarının dışını çevreleyen sert, cansız ve esnek bir yapıdır.
  • Hücreye dayanıklılık sağlar ve dış etkilere karşı korur.
  • Sadece bitki hücrelerinde bulunur.
  • Tam geçirgendir.
  • Hücrenin temel kısımlarından biri değildir.

SİTOPLAZMANIN YAPISI VE ORGANELLER

SİTOPLAZMA
  • Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran, yumurta akı kıvamında yarı akışkan sıvıya sitoplazma denir.
  • Yapısı büyük oranda sudan oluşur.
  • Hücredeki yaşamsal faaliyetler burada gerçekleşir.
  • Sitoplazmada yaşamsal faaliyetlerin gerçekleştiği yapılara ORGANEL adı verilir.

ORGANELLER VE GÖREVLERİ

Ribozom

RİBOZOM

  • Bütün hücrelerde bulunan en küçük organeldir.
  • Protein üretiminde (sentezinde) görevlidir.
  • Genç hücrelerde sayısı fazladır.

MİTOKONDRİ

  • Hücre için gerekli olan enerjiyi üretir.
  • Enerji ihtiyacı fazla olan kas vb. hücrelerde mitokondri sayısı fazladır.
  • Besinleri oksijenle yakarak enerji elde eder.
Mitokondri
Endoplazmik Retikulum

ENDOPLAZMİK RETİKULUM

  • Hücre zarını çekirdeğe bağlayan kanallar sistemidir.
  • Sitoplazma içerisinde madde iletilmesini ve taşınmasını sağlar.

GOLGİ CİSİMCİĞİ

  • Hücre içinde salgı üretilmesi ve paketlenmesinden sorumludur.
  • Salgı yapan ter bezi hücreleri, tükürük bezi hücreleri gibi hücrelerde sayıca fazladır.
Golgi
KOFUL

KOFUL

  • Hücre içinde atık madde, besin ve su depolar.
  • Bitki hücrelerinde büyük ve az sayıda, hayvan hücrelerinde küçük ve çok sayıdadır.

LİZOZOM

  • Hücre içi sindirimde görevlidir.
  • Yaşlanmış organelleri parçalar.
  • Hücrenin dışarıdan gelen virüs, bakteri veya zehirli maddelere karşı savunmasında rol alır.
Lizozom
Sentrozom

SENTROZOM

  • Hayvan hücrelerinde bulunur. Bitki hücrelerinde bulunmaz.
  • Hücre bölünmesinde görev alır.

KLOROPLAST

  • Bitki hücrelerinde bulunur, hayvan hücrelerinde bulunmaz.
  • Karbondioksit, su ve ışık enerjisini kullanarak fotosentez yapar.
Kloroplast

NOT: Bitki hücrelerinde kloroplast, kromoplast ve lökoplast olmak üzere üç çeşit plastid vardır. Kromoplast sarı kırmızı ve turuncu renk verir. kök, meyve, çiçek vb. kısımlarda bulunur. Lökoplast renksizdir. Kök, yumru ve tohum gibi kısımlarda nişasta, yağ ve protein depolar.

HÜCRE ÇEKİRDEĞİ

  • Hücrede meydana gelen tüm yaşamsal faaliyetlerin yönetim merkezidir.
  • Organellerin uyum içerisinde çalışmasını yönetir.
  • Canlıya ait kalıtsal özelliklerin nesilden nesle aktarılmasını sağlayan kalıtım maddesi çekirdekte yer alır.

KALITIM MATERYALİ “DNA”

Hücrede yaşamsal faaliyetleri yöneten, aynı zamanda kalıtsal özellikleri nesilden nesle aktaran ipliksi yapıdaki yönetici molekül DNA’dır. DNA gelişmiş yapılı hücrelerde çekirdekte bulunur.

kromozom
kromozom
DNA
DNA
GEN

KROMOZOM

  • Hücre bölünmesi sırasında DNA özel proteinlere sarılarak kısalıp kalınlaşır ve kromozomları oluşturur.

DNA

  • Deoksiribonükleikasit kavramının kısaltılmış ismidir.
  • Kalıtsal şifrelerimiz kayıtlıdır.
  • Çift zincirli sarmal ipliktir.

GEN

  • Belli bir görevi yerine getirmek üzere özelleşmiş DNA parçalarıdır.
  • Göz rengi, boy uzunluğu, saç rengi vb. özelliklerin ortaya çıkmasından sorumludur.
  • DNA’nın en küçük görev birimleridir.
KROMOZOM – Döndü Topkaya
DNA – Döndü Topkaya
GEN – Döndü Topkaya

NOT

prokaryot canlı bakteri

Bakteri vb. ilkel yapılı canlılarda hücrede çekirdek yoktur. Bu canlılara prokaryot canlılar denir. Prokaryot canlılarda DNA sitoplazmaya dağılmış haldedir. Çekirdeğe sahip hücrelere ökaryot hücre denir.


GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HÜCRE

Bilim insanları yıllar boyunca hücre ile ilgili çalışmalar yaptılar, çalışmalarını birbirleriyle
paylaştılar ve hücre ile ilgili bilinenler her geçen gün arttı. Hücre ve mikroskop alanlarında
kilometre taşı sayılan çalışmalar kronolojik sırasıyla şu şekildedir:

1590 Zacharias Janssen
Janssen
, mercek düzeneklerinden meydana gelen ilk
mikroskobu icat etti.
1665 Robert Hooke
Hooke, mikroskop altında incelediği şişe mantarı
kesitindeki gözeneklere “hücre” ismini verdi.
1674
Antonie van
Leeuwenhoek

Leeuwenhoek, havuz suyundan aldığı örneği inceleyerek
canlı hücre gözlemleyen ilk bilim insanı oldu.
1831 Robert Brown
Brown, hücrenin keşfinden yaklaşık 200 yıl sonra hücre
çekirdeğini keşfetti.
1838
1839
Matthias Schleiden &
Theodor Schwann

Bitkilerin ve hayvanların hücrelerden oluştuğunu savunan
Schleiden ve Schwann, hücre teorisinin temelini oluşturan;

  • Bütün canlı organizmalar bir veya daha fazla
    hücreden oluşur.
  • Hücreler canlıların en küçük yapı taşıdır.
    görüşlerini ortaya koydular.
    1855 Rudolf Virchow
    Virchow, mikroskop altında hücre bölünmesini
    gözlemleyerek hücre teorisine;
  • Bütün hücreler var olan hücrelerden oluşur.
    maddesini ekledi.
    1800’lü yılların ortalarına doğru bir grup bilim insanı, yapılan tüm çalışmalar sonucunda
    günümüzde hücre teorisi olarak bilinen teoriyi ortaya attılar.
    Hücre teorisine göre,
  1. Bütün canlılar bir ya da daha fazla hücreden oluşmuştur.
  2. Hücre, canlılık özelliklerini gösteren en küçük yapı birimidir.
  3. Yeni hücreler, var olan hücrelerin bölünmesi ile oluşur.
mikroskop

BİTKİ HÜCRESİ İLE HAYVAN HÜCRESİ ARASINDAKİ FARKLAR

hayvan hücresi
HAYVAN HÜCRESİ
  • Hücre duvarı yoktur.
  • Kofullar küçüktür ve sayıları fazladır.
  • Kloroplast yoktur.
  • Şekli yuvarlaktır.
  • Hücre bölünmesinden sorumlu sentriyoller bulunur.
BİTKİ HÜCRESİ
BİTKİ HÜCRESİ
  • Hücre duvarı vardır.
  • Kofullar büyüktür ve sayıları azdır.
  • Kloroplast vardır.
  • Şekli köşelidir.
  • Sentriyol bulunmaz.Bölünme sitoplazmadaki özel yapılar ile sağlanır.

HÜCREDEN ORGANİZMAYA

AKCİĞER HÜCRESİ
AKCİĞER DOKU
AKCİĞER
SOLUNUM SİSTEMİ
ORGANİZMA

HÜCRE–> DOKU–> ORGAN–> SİSTEM–> ORGANİZMA

Benzer yapı ve görevdeki hücreler bir araya gelerek dokuları, benzer yapı ve görevdeki dokular birleşerek organları, organlar uyum içinde çalışarak sistemleri ve sistemler organizmayı oluşturur.

TEBRİKLER KONU ÖZETİNİ TAMAMLADINIZ !

Öğrendiklerinizi pekiştirmek için eğlenceli içeriklerimize göz atmak ister misiniz?

Fen Bilimleri 7.Sınıf 2.Ünite Hücre Konu Özeti

-------DÖNDÜ TOPKAYA
——-DÖNDÜ TOPKAYA

Fenozom’u Takip Edin!

Fenozom’u takip edin!

5.SINIF 3.ÜNİTE SÜRTÜNME KUVVETİ

sürtünme kuvveti

5.Sınıf 3.Ünite Sürtünme Kuvveti Konu Özeti

SÜRTÜNME KUVVETİ

SÜRTÜNME KUVVETİ NEDİR?

Cisim ile temasta bulunduğu yüzey arasında meydana gelen, cismin hareketini zorlaştıran veya engelleyen kuvvete SÜRTÜNME KUVVETİ denir.

  • Sürtünme kuvvetinin yönü , cismi hareket ettirmek için uyguladığımız kuvvete ters yöndedir.
  • Hareketli bir topu durduran sürtünme kuvvetidir.
  • Bisikletlerin, arabaların fren sistemlerinde sürtünme kuvvetinden faydalanılır.
  • Kalem ile defter arasındaki sürtünme sayesinde yazı yazabiliriz.
  • Ellerimizi birbirine sürtersek sürtünme kuvvetinden dolayı ısınır.
  • Buzlu yollarda sürtünme kuvveti az olduğu için kaygandır.
  • Eski dönemlerde insanlar sürtünme kuvvetinden faydalanarak ateş yakmışlardır.

SÜRTÜNME KUVVETİ NELERE BAĞLIDIR?

Sürtünme kuvveti çok pürüzlü yüzeylerde büyük, az pürüzlü yüzeylerde küçük olur.

Örneğin; Bir oyuncak arabayı mermer, kum ve çakıl taşlarından oluşan üç farklı zeminde hareket ettirecek olursak mermer yüzeyde daha kolay hareket eder. En fazla zorlandığı yüzey ise çakıl taşları olur. Çünkü mermer yüzey az pürüzlü iken çakıl taşları çok pürüzlüdür ve sürtünme kuvveti bu yüzeyde fazladır.

Not: Tamamen pürüzsüz yüzey yoktur. Mikroskobik boyutta bakıldığında her yüzey pürüzlüdür.

Çok Pürüzlü Yüzeyler

  • Halı
  • Toprak
  • Çim
  • Çakıl taşı
  • Zımpara kağıdı
  • Keçe
  • Taş duvar vb.

Az Pürüzlü Yüzeyler

  • Mermer
  • Fayans
  • Buz
  • Cam
  • Laminent
  • Porselen vb.
  • Cismin kütlesi arttıkça sürtünme kuvveti de artar.
  • Uzay boşluk olduğu için sürtünme kuvveti yoktur.
  • Sürtünme kuvveti her zaman olumsuz değildir. Olumlu yönleri de vardır.

Sürtünme Kuvvetini Artırmaya Yönelik Örnekler

  • Karlı havalarda tekerlerin kaymaması için zincir takılması veya daha pürüzlü kış lastiklerinin kullanılması
  • Haltercilerin halteri kaldırmadan önce ellerine pudra sürmesi
  • Karlı havalarda tabanı girintili çıkıntılı botlar giyilmesi
  • Merdivenlerde kaydırmaz bantlar kullanılması
  • Kışın buz tutan yollara kum serpilmesi
  • Kaleci eldivenlerinin iç yüzeyinin pürüzlü olması

Sürtünme Kuvvetini Azaltmaya Yönelik Örnekler

  • Kapı menteşelerinin ve makine parçalarının yağlanması
  • Ağır eşyaların altına tekerlek takılması
  • Ahşap yüzeylerin cilalanması
  • Yuvarlama hareketinden yararlanma
  • Yağlı güreşte pehlivanların vücutlarına yağ sürmesi

HAVA DİRENCİ(HAVANIN SÜRTÜNME KUVVETİ)

Havanın cisimleri uyguladığı sürtünme kuvvetine HAVA DİRENCİ denir. Hava direnci de hareketi engelleyici bir etkidir. Bu sebeple cismin süratini azaltır. Bir cismin hava ile etkileşen temas yüzeyi ne kadar büyükse o cisme etki eden hava direnci de o kadar büyüktür.

ÖRNEKLER;

Hava direncini artırmaya yönelik örnekler

  • Paraşüte etki eden hava direnci paraşütçünün yavaşça yere inmesini sağlar. Paraşüt ne kadar büyükse etki eden hava direnci o kadar fazladır.
  • Sallanan bir salıncak hava direncine maruz kaldığı için zamanla durur.
  • Jet uçakları yere inerken kısa mesafede durmaları için arka taraflarından paraşüt açarlar.

Hava direncini azaltmaya yönelik örnekler

  • Hızlı gitmesi gereken araçların ön taraflarının sivri yapılması
  • Hızlı hayvanların koşarken aldıkları vücut şekilleri
  • Bisiklet sürücülerinin hızlı gitmek için vücutlarını öne eğmesi
  • Kuşların hızlı uçmak için aldıkları vücut şekilleri
  • Yarış arabalarının ince ve ön kısmının sivri olması

SU DİRENCİ(SUYUN SÜRTÜNME KUVVETİ)

Su içerisinde hareket eden cisimlere su tarafından, cismin hareketini zorlaştıran ve engelleyen bir kuvvet etki eder. Bu kuvvete su direnci denir.

Su direnci cisimlerin suya temas eden yüzeylerinin büyüklüğüne bağlıdır. Yüzeyin büyüklüğünün artması cisme etki eden su direncini artırır.

ÖRNEKLER;

  • Gemilerin ön kısımlarının V şeklinde tasarlanması su direncini azaltır.
  • Sürat tekneleri hava ve su direncinden en az etkilenecek şekilde tasarlanmıştır.
  • Balıkların vücut şekilleri ve kaygan pulları su direncini azaltır.
  • Dalgıçlar su altında sürtünme kuvvetini azaltmak için özel tasarlanmış dalgıç kıyafetleri giyerler.
  • Denizaltının uzun ve sivri uçlu olması su direncini azaltır.
  • Havanın ve suyun, cisimlerin hareketine karşı gösterdiği direnç, temas gerektiren kuvvettir.
  • Suyun direnci havanın direncinden daha büyüktür

SÜRTÜNMEYİ ARTIRMAK İÇİN;

  • Yüzeyin pürüzünü artırmak gerekir.
  • Sürtünen cismin uyguladığı kuvveti artırmak gerekir.
  • Hava ve su direncinde temas eden yüzey artırılmalıdır.

SÜRTÜNMEYİ AZALTMAK İÇİN;

  • Yüzeylerin pürüzü azaltılmalı
  • Sürtünen cismin uyguladığı kuvvet azaltılmalı
  • Sıvılardan yararlanılmalı(yağ, su vb.)
  • Yuvarlanma hareketinden yararlanılmalı(tekerlek vb.)
  • Cismin şeklini sürtünmeyi azaltacak şekilde tasarlama

5.Sınıf 3.Ünite Sürtünme Kuvveti Konu Özeti

Fenozom’u Takip Edin!

Fenozom’u takip edin!

5.SINIF 3.ÜNİTE KUVVETİN ÖLÇÜLMESİ

5.SINIF 3.ÜNİTE KUVVETİN ÖLÇÜLMESİ

5.Sınıf 3.Ünite Kuvvetin Ölçülmesi Konu Özeti


KUVVETİN ÖLÇÜLMESİ

KUVVET NEDİR?

Duran bir cismi harekete geçirebilen, hareket halindeki bir cismi hızlandırabilen, yavaşlatabilen, yönünü değitirebilen veya cisimler üzerinde şekil değişikliği yapabilen etkiye KUVVET denir.

Kuvvet cisimlere uygulanan itme veya çekme şeklinde de tanımlanabilir.

KUVVETİN BÜYÜKLÜĞÜ NASIL ÖLÇÜLÜR?

Kuvvetin büyüklüğünü ölçmek için kuvvetin esnek cisimler üzerindeki etkilerinden faydalanılır. Bir kuvvet uygulandığında şekli değişen, kuvvet ortadan kalktığında şekli eski haline geri dönen cisimlere ESNEK CİSİMLER denir. Lastik, yay, sünger gibi cisimler esnek cisimlere örnektir.

yay
lastik
sünger

KUVVETİN BÜYÜKLÜĞÜ NE İLE ÖLÇÜLÜR?

Kuvvetin büyüklüğünü ölçen alete DİNAMOMETRE denir. Dinamometrenin içerisinde esnek yay bulunur. Ucuna asılan ağırlık ile esnek yay uzar. Dinamometrede eşit bölmelendirilmiş göstergeler vardır. Her bölüm belirli bir kuvvet değerini gösterir.

Dinamometrelerde kullanılan yayların belirli bir esneklik sınırı vardır. Her dinamometrenin üzerinde ölçebileceği en yüksek değer yazılıdır. Eğer dinamometreye ölçebileceği bu en yüksek değerden daha büyük bir kuvvet uygulanırsa, içerisindeki yayın esnekliği bozulur ve dinamometre kullanılamaz hale gelir.

dinamometre

Kuvvetin birimi Newton (Nivtın) olarak ifade edilir. Kısaca “N” harfi ile gösterilir. Okurken sayısal değerin yanına eklenir. Örneğin ; 10 N (10 Newton) gibi..

NOT: Aynı cisim iki farklı dinamometrede ölçüldüğünde yayı ince olan dinamometrede uzama miktarı fazla olur. Yani dinamometrelerde uzama miktarı yayın kalınlığına bağlıdır. Bu durumda ölçüm sonucu değişmez. İnce yaydan oluşan dinamometrede birimler yayın uzama miktarına göre ayarlanmıştır.

DİNAMOMETRE İLE ÖLÇÜM YAPMA

Dinamometre ile ölçüm yaparken her bölmenin kaç N’ luk değere karşılık geldiğini bulmak gerekir. Dinamometrenin üzerinde en fazla ölçebileceği kuvvet değeri yazılıdır. Her bölmenin kaç N ‘luk olduğunu bulmak için üzerinde yazan en fazla kuvvet değeri bölme sayısına bölünür. Böylece her bölmenin değeri belirlenir. Sonuçta ölçtüğümüz cisim kaçıncı bölmede görünüyorsa bölme başına düşen değer ile çarpılarak cismin ağırlığının kaç N olduğu bulunur.

  • Örneğin; yandaki dinamometrenin ölçebileceği en yüksek değer 20 N’ dur. Dinamometrede toplam 10 bölme vardır. Bu durumda bölme başına düşen değeri bulmak için 20′ yi 10′ a böleriz ve 2 N değerini elde ederiz. Ağırlığı ölçülen kalemliğin 2.bölmede olduğunu görmekteyiz. Bölme başına 2N düştüğüne göre 2×2=4 N kalemliğin ağırlığını bulmuş oluruz.
DİNAMOMETRE

.

dinamometre

ÖRNEK;

En fazla 200 N kuvvet ölçebilen ve 50 bölmeden oluşan bir dinamometre ile ölçülen cismin ağırlığı 4.bölmede görünmektedir. .O halde 200’ü 50′ ye bölelim. Bölme başına 4 N düşer. Ağırlık 4.bölmeyi gösteriyorsa cismin ağırlığı 4×4= 16 N olur.

5.Sınıf 3.Ünite Kuvvetin Ölçülmesi Konu Özeti



Fenozom’u Takip Edin!

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA                                                                                                                                      Fen Bilimleri Öğretmeni

5.SINIF 2.ÜNİTE CANLILARI TANIYALIM

Canlıların sınıflandırılması


CANLILARI TANIYALIM

5.Sınıf 2.Ünite Canlıları Tanıyalım Konu Özeti / 5.Sınıf 2.Ünite Canlıları Tanıyalım Konu Özeti

Canlıların sınıflandırılması

CANLILARI NEDEN SINIFLANDIRIRIZ?

Büyük bir süpermarkette gezdiğimizi düşünelim..Çikolata almak istiyoruz. Marketin tamamını gezmektense ilk bakacağımız yer atıştırmalıkların olduğu reyon olur. Aynı şekilde; binlerce kitabin olduğu bir kütüphanede bir kitap aradığımızı düşünecek olursak aradığımız kitaba benzer kitapların sıralandığı bölüme bakarız.

Doğada milyonlarca çeşit canlı vardır. Bilim insanları canlılara benzer özelliklerine göre gruplara ayırmışlardır. Bu gruplandırma sırasında canlıların fiziksel özellikleri, beslenmeleri, hareketleri ve çoğalma(üreme) şekilleri gibi özellikleri dikkate alınmıştır.

Canlıların benzer özelliklerine göre gruplandırılmasına SINIFLANDIRMA adı verilir. Sınıflandırma canlıları incelememizi kolaylaştırır.

Bilim insanları canlıları incelerken 4 gruba ayırmıştır.

CANLILAR

MİKROSKOBİK CANLILAR

MANTARLAR

BİTKİLER

HAYVANLAR


MİKROSKOBİK CANLILAR

Gözle görülemeyecek kadar küçük olup ancak mikroskop yardımıyla gözlenen canlılardır. Doğada çok fazla çeşitte mikroskobik canlı vardır. Biz bu konuda amip, bakteri, terliksi hayvan(paramesyum) ve öglena(kamçılı hayvan)yı inceleyeceğiz.

Genel özellikleri;

  • Mikroskobik canlılar tıpkı diğer canlılar gibi beslenme, solunum, hareket, üreme gibi canlılık olaylarını gerçekleştirirler.
  • Canlıların vücudunda, besinlerin üzerinde, su ,toprak ve hava gibi cansız ortamlarda, kısaca her yerde yaşayabilirler.
  • Yararlı ve zararlı olanları vardır.

Mikroskobik Canlı Örnekleri

Amip
Amip
Öglena(Kamçılı hayvan)
Paramesyum(Terliksi hayvan)
Bakteri

BAKTERİLER

Mikroskobik canlılar içerisinde en basit yapılı olanıdır. Her yerde yaşayabilirler ve uygun sıcaklık, nem, besin ortamı bulduklarında çok hızlı çoğalabilirler. Yararlı ve zararlı olan türleri vardır.

YARARLI BAKTERİLER

  • Sütün yoğurda dönüşmesini sağlarlar
  • Üzümün sirkeye dönüşmesini sağlarlar
  • Bağırsaklarımızda yaşayan ve bizim için B ve K vitamini yapan bakteriler vardır.

ZARARLI BAKTERİLER

  • Açıkta kalan yiyeceklerin bozulmasına neden olurlar.
  • Verem, tifo, kolera gibi hastalıklara yol açarlar.
  • Dişlerimizin çürümesine neden olurlar.

MANTARLAR

Mantarlar çok geniş bir yayılma alanına sahiptir. Hemen hemen her ortamda yaşayabilirler. Mantarlar dört grupta incelenir;

ŞAPKALI MANTARLAR

şapkalı mantar

KÜF MANTARI

küf mantarı

MAYA MANTARI

maya mantarı

PARAZİT MANTARLAR

parazit mantar

ŞAPKALI MANTARLAR

  • Şapkalı mantarlar toprağa bağlı yaşayan mantar çeşididir.
  • Gerçek kök, gövde ve yaprak gibi organları yoktur.
  • Bitki gibi görünmelerine rağmen bitki değildir ve fotosentez yapamazlar.
  • Bazı türlerini besin olarak tüketiriz fakat pek çoğu zehirlidir.
  • Çürümekte olan ölü bitki ve hayvan kalıntılarını parçalayarak besin elde ederler. Böylece doğadaki canlı artıklarının ortadan kalkmasını sağlayarak doğal dengeye katkıda bulunurlar.
  • Karanlık ve nemli ortamları severler.

KÜF MANTARI

  • Mikroskopta görülebilen mantar çeşididir.
  • Uzun süre açıkta kalan besinleri çürüterek tadını, kokusunu ve rengini değiştirir.
  • Küflü besinleri tüketmek sağlık açısından risklidir.
  • Bazı küf mantarlarından antibiyotikler elde edilir. Bunlardan biri peynir küfünden elde edilen penisilindir.

MAYA MANTARI

  • Mikroskop ile görülebilen canlılardır.
  • Uygun sıcaklık ve besin ortamında hızlı çoğalırlar.
  • Hamurun mayalanması ile ekmek yapımında görev alırlar.
  • Sütten peynir yapımında görev alırlar.
  • Etil alkol gibi bazı kimyasallar da maya mantarları tarafından oluşturulur.

PARAZİT MANTARLAR

  • İnsan, bitki ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olan mantar çeşididir.
  • İnsanlarda saçın bir bölümünün dökülmesine neden olan saçkıran hastalığı, erkeklerde sakalın bir bölümünün dökülmesine neden olan sakal kıran hastalığı bu mantarların sebep olduğu cilt rahatsızlıklarıdır.
  • Bitkilerde sararma ve kurumaya neden olurlar.
  • El ve ayaklarda kaşıntı , pul pul dökülme ve tırnağın şeklinin bozulmasına yol açarlar.
  • Ağızda yara ve pamukçuk oluşumuna neden olurlar.

Peki, küf mantarları ile penisilin ilacı arasında nasıl bir ilişki var?

Bilim Genç Tübitak/Mehmet Şen/ okumak için tıklayınız.

Bakteriler üzerinde çeşitli bilimsel çalışmalar yapan ve penisilini
keşfeden İngiliz bilim insanı Alexander Fleming 1928 yılına kadar
başarısız olmuştur. Laboratuvarında incelemeler yaptığı petri kabını
açık unutarak tatile çıkmıştır. Tatil dönüşünde laboratuvarının
dağınıklığını toplarken Fleming petri kaplarında küf mantarlarının
oluştuğunu görmüştür. Kapları yakından incelediğinde küf
mantarının etrafında jöle kıvamında bir sıvının olduğunu görmüştür.
İlginç olan ise kabın her yerinde çeşitli bakteriler olmasına
rağmen bu sıvıda bakteri olmadığını farketmiştir. Bakterileri Penicillium Notatum isimli bu mantarın yok ettiğini
düşünerek bu sıvıya penisilin demiş ve bununla ilgili çalışmalara başlamıştır. Penisilin üzerinde yaptığı
denemelerde sulandırılmış olsa bile bu sıvıya duyarlı pek çok bakteriyi yok ettiğini keşfederek makalelerinde
penisilini tanıtmıştır. Fakat buluşu yeterince ilgi görmeyince bu konudaki çalışmalarını 1931’de sonlandırmıştır.
Fleming’in çalışmalarını inceleyen Howard Florey ve Ernst Chain 1939 yılında penisilini mantardan ayırıp
safl aştırmayı başarmışlardır. Fareler üzerinde yaptıkları deneylerin başarılı olmasıyla birlikte penisilin hastalıkların
tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Hatta 1941’lerde penisilinle ilgili çalışmaları bırakmış olduğu
halde arkadaşı Florey’den saf penisilin alan Fleming’in bir arkadaşının hayatını kurtardığı bilinmektedir.


BİTKİLER

Kendi besinlerini kendisi üreten ve toprağa bağlı olarak yaşayan canlılardır.Diğer canlıların ihtiyacı olan besin ve oksijeni üretirler. Besin ve oksijen üretmek için su ve karbondioksit kullanırlar yani fotosentez yaparlar.

Bitkiler iki grupta incelenir.

ÇİÇEKLİ BİTKİLER

ÇİÇEKSİZ BİTKİLER

ÇİÇEKLİ BİTKİLER

Çiçekli bitkilerin kök, gövde, yaprak ve çiçekten oluşan kısımları vardır. Doğadaki bitkilerin büyük çoğunluğu çiçekli bitkidir. Tohum oluşturarak çoğalırlar.

  • kök:
  • Bitkilerin toprak altında kalan kısımlarıdır. Bitkilerin topraktan su ve mineral maddeler almasını sağlar. Bitkiyi toprağa bağlar
  • gövde:
  • Bitkinin çiçek, yaprak, meyve gibi bölümlerini taşır. Bitkinin dik durmasını sağlar. Köklerden gelen su ve mineralleri diğer bitki bölümlerine iletir.
  • yaprak:
  • Bitkilerin besin üretimi, gaz alışverişi ve terleme yapan bölümüdür. Yapraklar farklı şekil ve büyüklüğe sahip olabilir. Üzerlerinde küçük gözenek (delikler) ve madde taşıyan damarlar vardır.
  • çiçek:
  • Çiçekli bitkilerin çoğalmasını (üremesini) sağlayan bölümüdür. Üzerinde bitkinin üreme organları bulunur. Farklı renklerde ve özelliklerde olabilir. Renkleri ve yaydıkları koku böcekleri çeker. Bu sayede bitkilerin üremesi kolaylaşır

Çiçeğin Kısımları

  • dişi organ
  • erkek organ
  • taç yaprak
  • çanak yaprak
  • çiçek tablası

çiçek
erkek ve dişi organ

ÇİÇEKSİZ BİTKİLER

  • Üreme organı olan çiçeğe sahip olmayan basit yapılı bir bitki grubudur.
  • Çiçek olmadığı için tohum ve meyve oluşturamazlar.
  • Kök, gövde ve yaprakları iyi gelişmemiştir.
  • Eğrelti otları, ciğer otu, at kuyruğu, kara ve su yosunu, kibrit otu bu gruba örnektir.

HAYVANLAR

Canlılar aleminin en gelişmiş canlıları hayvanlardır. İhtiyaç duydukları besinleri diğer canlılardan karşılarlar. Beslenme şekilleri de değişiklik gösterir. Bazı hayvanlar etle(etçil), bazı hayvanlar otla(otçul) ve bazıları ise hem et hem de otla(hepçil) beslenirler. Hayvanlar vücütlarına dayanıklılık sağlayan iskelet ve omurga bulundurma durumuna göre iki grupta incelenirler.

OMURGASIZ HAYVANLAR

Karınca

OMURGALI HAYVANLAR

Aslan

OMURGASIZ HAYVANLAR

  • Solucanların tamamı omurgasızdır.
  • Deniz ve okyanus diplerinde yaşayan sünger ve mercanlar omurgasızdır.
  • Vücudu kabukla kaplı olan salyangoz, midye, yengeç birer omurgasız canlıdır.
  • Akrep, deniz anası, deniz yıldızı, kelebek, arı, sinek, çekirge, ahtapot, ıstakoz diğer omurgasız canlı örnekleridir.

Vücutlarında kemik ve kıkırdaktan yapılmış iskelet ve omurga bulunmayan canlılardır. İskeletleri olmadığı için vücutlarına destek sağlayan deri,kabuk ve kitin gibi dış iskeletleri vardır.

  • Omurgasız hayvanların karada ve suda yaşayan türleri vardır.
  • Bazı omurgasız hayvanlar parazit olarak diğer canlıların vücutlarında yaşarlar.
  • Yumurta ile çoğalırlar.
  • Çevremizde gördüğümüz böceklerin tamamı omurgasız hayvanlar grubundadır.

OMURGALI HAYVANLAR

Vücutlarında kemik ve kıkırdaktan oluşan bir omurga bulunduran hayvanlardır. Karada ve suda yaşayan türleri türleri vardır. Bazıları doğurarak bazıları yumurta ile çoğalır. Omurgalı hayvanlar beş grupta incelenir.

KUŞLAR

BALIKLAR

KURBAĞALAR

SÜRÜNGENLER

MEMELİLER

KUŞLAR

  • Kanatları olan omurgalı hayvanlardır.
  • Hindi, tavus kuşu, deve kuşu gibi bazı türleri uçamazlar.
  • Karada yaşarlar.
  • Yumurta ile çoğalırlar.
  • Vücutları tüylerle kaplıdır.
  • Ağızları gaga yapısına sahiptir.

BALIKLAR

  • Suda yaşayan omurgalı hayvanlardır.
  • Yumurta ile çoğalırlar.
  • Vücutları pullarla kaplıdır.
  • Solungaçlarıyla solunum yaparlar.
5.Sınıf 2.Ünite Canlıları Tanıyalım

KURBAĞALAR

  • Hem suda hem karada yaşarlar.
  • Yumurta ile çoğalırlar.
  • Nemli bir deriye sahiptirler.
  • Yumurtadan çıktıkları haliyle ergin halleri farklıdır. Yumurtadan çıkmış larva halleri kuyruklu bir yapıya sahiptir. Ergin kurbağa olana kadar başkalaşım geçirirler.
  • Hem deri solunumu hem de akciğer solunumu yaparlar.

SÜRÜNGENLER

  • Bazıları karada bazıları suda yaşarlar.
  • Yerde sürünerek hareket ederler.
  • Yumurta ile çoğalırlar.
  • Vücutları sert pullarla kaplıdır.

MEMELİLER

  • Omurgalı hayvanlar içinde en gelişmiş gruptur.
  • Karada ve suda yaşayan türleri vardır.
  • Yavrularını doğurarak dünyaya getirirler ve bir süre sütle beslerler.
  • Vücutları kıllarla kaplıdır.
  • Bazıları otçul, bazıları etçil, bazıları hepçildir.
  • Yarasa uçan memeli grubundadır.
  • Balina, yunus, fok, mors, yüzen memelilerdir.
  • Ornitorenk gagalı memelidir.

5.Sınıf 2.Ünite Canlıları Tanıyalım Konu Özeti

 ---<span class="has-inline-color has-white-color">Döndü TOPKAYA</span>
Döndü TOPKAYA

Fenozom’u Takip Edin!

Fenozom’u takip edin!

Top